Türkiye Diyanet Vakfı tarafından ilk kez verilen Uluslararası İyilik Ödülleri, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı törenle sahiplerine verildi.
Türkiye Diyanet Vakfının kuruluşunun 40. yıldönümü ve Uluslararası İyilik Ödülleri’nin takdimi dolayısıyla tören düzenlendi. Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu’ndaki törene, Başbakan Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör ile çok sayıda davetli katıldı.
Bursa Uluslararası İmam Hatip Lisesi öğrencisi Iraklı Yunus Emin’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, İstanbul Uluslararası Fatih Sultan Mehmet İmam Hatip Lisesi öğrencilerinin seslendirdiği ilahilerle devam etti.
Programda, Türkiye genelinden toplanan 500 iyilik hikayesi arasından seçilen, Mersin’de hunharca katledilen Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan, kendini üç görme engelli çocuğuna adayan Başyiğit ailesi, TRT1’de yayınlanan ve yapımcılığını Mahmut Avcı ile Işıl Baştuğ’un yaptığı “Sen Olsan Ne Yapardın?” programı, hayata geçirdiği projelerle Engelsiz Pedal Derneği – Samet Aksunoğlu, camiye akvaryum yaptıran Yusuf Dede Camii İmamı Naci Şengün ile yaklaşık 20 yıldır Ankara’da pazartesi ve perşembe günleri 100 kişilik yemek pişirerek yetim, dul, engelli, yaşlı kişilerin evlerine dağıtan Fatma Bilezikçi’ye ödülleri takdim edildi.
İyilik Ödülleri sahipleri ödüllerini, Başbakan Davutoğlu’nun elinden alırken, Özgecan Arslan’ın babası Mehmet Arslan, sağlık sorunları nedeniyle törene katılamadı. Arslan’ın ödülü, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez tarafından iletilecek.
Kuruculara vefa ödülü
Törende, Türkiye Diyanet Vakfının kurucuları eski Diyanet İşleri Başkanları Dr. Lütfi Doğan, Dr. Tayyar Altıkulaç ile Yakup Üstün ve Ahmet Uzunoğlu’na “vefa ödülü” Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından verildi.
Özgecan Aslan’ın babasının görüntülü mesajı
Programda, sağlık sorunları nedeniyle ödülünü almaya gelemeyen Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan’ın görüntülü mesajı gösterildi. Mehmet Aslan’ın mesajı şöyle:
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Şükür, lütuf, ihsan ve hamd, O tebareke teala hazretlerine olsun. Salavat, O peygamberler serveri, iki cihan güneşi, fahri kainat efendimize, selam onun ashabına, ehli beytine ve onun yolundan gidenlere olsun.
Sayın Başbakanım ali cenapları ve hanımefendilerini, Sayın Diyanet İşleri Başkanımız ve hanımefendilerini, saygıdeğer protokol üyelerini, değerli misafirleri gönülden selamlıyorum.
Şükrünü eda etmekten aciz olan biz fakire, layık görülmüş olan bu iyilik ödülü için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Her ne kadar 100 yılın iyilik ödülü fakire layık görülse de inanıyorum ki, bin yılın iyilik ödülünü Allah’ın lütfu ihsanıyla tüm insanlığı cennetlere ulaştırmakla görevlendirilmiş olan Nuh’un gemisi konumundaki Anadolu’nun üstün vasıflara haiz olan kaptanlarına Rabbimin vereceğinden hiç şüphem yoktur.
Bilginin iletişiminde büyük bir aşama kaydeden insanlık, daha başlangıç noktasında iken manevi değerlerini kaybetmek üzeredir. Dünyayı savaş alanına çevirmek isteyenlere insanlık adına barış çağrısında bulunmayı bir borç bilirim. Mor bir kuşağın şafağında olan insanlık, aydınlık yarınlar için birlik ve beraberlik bilincine ulaşabilecek güçtedir.
Bir su damlası gibi olan güzel meleğimin, menfur bir şekilde başına gelmiş olan bu tecelligahın elbette ki hikmetini Rabbim bizlere öğretecektir. Allah’ın yar ve yardımcımız olmasını niyaz eder, en derin saygı ve muhabbetlerimi arz ederim.
İyilik Ödülleri’ni alan isimler
Özgecan’ın babası Mehmet Arslan
Tarsus’ta hunharca katledilen Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan, kızını kaybettiği o zor zamanda iyiliğin nasıl egemen kılınacağını bütün insanlığa gösterdi. Özgecan Aslan, Mersin’de bizi milletçe, hüzne gark eden çok insanlık dışı bir yöntemle hayatını kaybetmişti. Bu dünyaya veda ederken, milletimize ve hatta bütün insanlığa, büyük dersler, büyük ibretler bırakarak aramızdan ayrıldı. Aynı zaman diliminde Özgecan Aslan’ın babası, bir insanın, bir babanın en zor zamanında, sözleriyle iyiliği nasıl egemen kılacağını ve bir topluma irfan ve marifet dersi verileceğini gösterdi. Onun şu sözleri, hiçbir zaman, kulaklarımızdan eksik olmayacaktır:
“Devletimiz zeval görmesin, milletimiz necip, güzel bir millet, güzel gönüllü insanlar. Ben öncelikle kendim için şunu söylüyorum. Ben günahkarların günahkarı, fakirlerin fakiri, acizlerin acizi bir garibim. Rabbim özel ve güzel yaratmış, çok sevdi ve sevgili kızımı yanına aldı. Bu memlekette artık ikilik olmasın. Bu vahim olayı yapan insanlara da zulmedilmesin. Adaletin karşısına çıkıp, cezalarını çeksinler. Allah onların ana-babalarına da yardımcı olsun.’
Parmaklarımın Ucunda – Hüseyin-Nejla Başyiğit ailesi
Üç görme engelli çocuğunun eğitimi ve yetişmesi için kendini adamış bir ailenin hikâyesi. Anne-babanın çabaları sonucu, görme engelli çocuklar üniversite sınavlarını kazanmış ve öğretimlerinden sonra çalışmaya başlamışlar. Anne ve baba kitapları okuyarak ses kaydı almışlar ve çocuklarını bu şekilde çalıştırmışlar.
“Sen Olsan Ne Yapardın?” TRT 1 Programı – Yapımcıları Mahmut Avcı ve Işıl Baştuğ
TRT’de yayınlanan yapımcılığını Mahmut Avcı ve Işıl Baştuğ’un yaptığı, Altan Erkekli’ nin sunduğu değerler eğitimi ile ilgili farkındalık uyandıran bir program.
Engelsiz Pedal – Samet Aksunoğlu
Engelsiz Pedal Derneği iki farklı projeyle insanlar için iyi şeyler yapmaya çalışıyor. Projeden ilki tek başına hareket edecek durumda olmayan çocukları sepetli bir bisikletle dışarı çıkarmak. İkincisi, geceleri evsizlere bisikletle sıcak çorba dağıtımı yapmak.
Camide Akvaryum Yapan İmam – Yusuf Dede Camii İmamı Naci Şengün
Yusuf Dede Camii İmamı Naci Şengün (uzman imam hatibi) 2009’da cami tadilat ve tefrişat çalışmaları sırasında içinde 400 kg taş bulunan ve 100 balığın yaşadığı bir akvaryumu camiye yerleştirir. Çocuklar camiye gelerek bu balıkları yemlemektedir. Çocuklara hayvan sevgisi aşıladığını söyleyen imam çocukların evlerindeki hayvanları da bir birey olarak görmeye başladıklarını bildirmiştir.
İhtiyaç Sahipleri İçin Çalışan Fatma – Necat Bilezikçi
Fatma Bilezikçi, yaklaşık 20 yıldır Ankara’da pazartesi ve perşembe günleri 100 kişilik yemek pişirerek yetim, dul, engelli, yaşlı kişilerin evlerine dağıtıyor. Her sabah 6:30’da eşi ile birlikte fırınları gezerek simit ve poğaça toplayarak ihtiyaç sahibi ailelere sabah kahvaltısı olarak dağıtıyor. Mahalleliyi de bu iyiliğine ortak etmiş.