“Dünyayı hep iyi yetişen insanlar değiştirmiştir”

2 Mart 2019 Nisan 17th, 2023

Avrupa ülkelerinde farklı üniversitelerde lisans ve lisansüstü öğrenim gören, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) öğrenci evlerinde barınan, lisans ve lisansüstü çalışmalar yapan ve Uluslararası İlahiyat Programı (UİP) mezunu olup lisansüstü çalışmalar yapan öğrenciler, Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğinde gerçekleştirilen “Uluslararası Öğrenciler Türkiye Akademi ve Kültür Programı” kapsamında bir araya geldi.

Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, yaşadıkları ülkelerden Türkiye’ye gelerek Türkiye’deki ilahiyat fakültelerinin eğitim ve öğretim tedrisatından geçen sayıları yüzlerle ifade edilen donanımlı eğitim neferlerini Ankara’da misafir etmekten dolayı mutlu olduklarını söyledi.

Program kapsamında Türkiye’de bulunan öğrencilerin, Türkiye’de Diyanet ve ilahiyat camiasındaki öğrenci ve mezun arkadaşlar arasında en donanımlı olan ekip olarak görüldüğünü belirten Argun, bu ekipten beklentinin büyük olduğunu ifade etti.
İnsanlığın, güçlü orduların, toprak fetihlerinin çok anlamlı olmadığı bir zaman diliminden geçtiğine işaret eden Argun, “Bir ülkeye nüfuz etmek, bir ülkenin yönetimini, eğitim sistemini değiştirmek için artık o ülkeyi işgal ve ilhak etmenize gerek yok. Bu iş artık modern teknoloji ve kitle iletişim araçlarının farklı mekanizmalarıyla yapılıyor. Dolayısıyla zaman farklı, meydan okumalar farklı” diye konuştu.

Güney Kore’nin 1960-70’li yıllarda dünya fakirlik endeksi sıralamasında son derece aşağılarda olan bir ülke iken 20-30 yıl içinde dünyanın en büyük teknoloji ve otomotiv endüstrisi devlerinden birisi haline geldiğine dikkati çeken Argun, şöyle devam etti:
“Güney Kore ile Türkiye arasında çeşitli benzerlikler var. Onların da bizim gibi doğalgazı, petrolü yok. En büyük kaynakları beşeri sermaye, genç nüfus ve tabi ki eğitim. Bu genç nüfusu 20 yıl gibi kısa bir zaman içinde çok özel bir eğitimden geçirmek suretiyle katma değeri yüksek ürünler üreten bir ülke haline geldiler. Aslında Güney Kore’nin kalkınmasına, ekonomisine bakmadan önce Güney Kore’yi Güney Kore yapan eğitim reformuna bakmak gerek. Bizim bu küresel rekabette ayakta kalabilmemiz için Güney Kore örneğinden alacağımız çok şeyler var. Bizlerin de bu çalışma kültürünü en başta kendimize ve gençlerimize yerleştirmemiz gerekir.”

Günümüzde imtihanların, zorlukların, meydan okumaların farklılaştığını, 1990’lı yılların Türkiye’sinin, Avrupa’sının olmadığını vurgulayan Argun, önümüzdeki dönemde güçlü eğitim faaliyetinde bulunmak için güçlü kaynaklara sahip olunması gerektiğini söyledi.

“Yaşadığınız ülkelerde, bölgelerde, güçlü sürdürülebilir vakıflar kurmak sizin vazifenizdir. Bu bir vebaldir” diyen Argun, Avrupa’da, Amerika’da, Kanada’da, Avustralya’da hizmetlerin kalıcı olması, İslam’ın gür sesinin o coğrafyalarda yankılanabilmesi için ayakları yere basan, kendi kendine yetebilen, el açmayan, yardım toplamayan güçlü ekonomik duruma sahip vakıflar kurulması gerektiğini ifade etti.

“En önemli sorunlardan birisi duygusuz gençlik sendromu”

Artık gençlerin ve çocukların bilgi kaynağının kontrol edilemediği bir çağda yaşandığını belirten Argun, şunları kaydetti:

“Burada bulunanların çocuklarının birçoğunun çalışacağı meslekler icat dahi edilmedi. Uzmanlara göre, şuanda genç nüfusun çocuklarının yüzde 60 oranında çalışacağı meslekler henüz icat edilmedi. Bizler, hem kendimiz hem bizden sonra gelecek nesilleri iyi yetiştirmemiz gerekir. Dünyayı hep iyi yetişen insanlar değiştirmiştir. Bunu unutmayın. Öğrencilerinize ümmet hakkında global farkındalık ruhu kazandırmanız gerekiyor. Bu zamanın en önemli meydan okumalarının birisi de duygusuz gençlik sendromudur. Artık insanların sosyal medya çukurlarında vakit geçirdiği, dünyadan izole edildiği kimsenin derdiyle dertlenmediği bir dönemde, sizler ilahiyat fakültesi mezunu idealist insanlar olarak aman ha gençlerimize ümmetin dertleriyle dertlenme ruhunu verin.”

Öğrencilerin her birinin medeniyetimizin yürüyen öznesi haline getirilmesinin önem arzettiğine değinen Argun, “Dinimizi, kültürümüzü, güzel sanatlarımızı her anlamda İslam’ı o topraklarda en güzel şekilde temsil edecek olan alanlarda çocukların yetiştirmemiz gerekiyor. Bununla birlikte bu küresel dünyada rekabet edebilmemiz için onlara iyi bir meslek sahibi kılmamız gerekiyor. Küresel rekabet küresel donanım gerektiriyor” dedi.

“Dini, sosyal ve kültürel konularda rehberlik ediyoruz”

Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay da 2006 yılında 19 öğrenciyle çıkılan bu mütevazi yolda bugün sayıları 1200’ü bulan bir ilahiyatçı kadrosuna sahip olunduğunu vurguladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının yarım asra yakın tecrübesiyle yurt dışı din hizmetleri kapsamında dünyanın pek çok noktasına ulaştığını ifade eden Atalay, “Vatandaşlarımızın yaşadığı batı ülkelerinde kurumsallaşan yapısıyla Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız, insanımıza dini, sosyal ve kültürel konularda rehberlik etmektedir. Teşkilatımız 100’ün üzerinde temsilcilik ve 2 binden fazla din görevlisiyle yurt dışı hizmetlerini yürütmektedir. Günümüz Müslümanları, bireysel ve toplumsal olarak dünyanın değişik coğrafyalarında olduğu gibi Avrupa’da da kritik bir süreçten geçmektedir. Çeşitli terör olaylarının yanı sıra yanlış ve eksik dini yorumlarla varlığını sürdüren anlayışların ortaya çıkardığı negatif Müslüman algısını değiştirecek olan yine Müslümanlardır” diye konuştu.

“Dünyaya hitap ediyoruz”

Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti II. Başkanı İlyas Serenli de vakfın 1975 yılından beri birçok alanda faaliyet gösterdiğini ancak bunlardan en önemlisinin eğitim olduğunu söyledi.

Türkiye Diyanet Vakfı’nın sadece Türkiye’ye değil dünyaya hitap eden bir kuruluş olduğunu belirten Serenli, “Diyanet Vakfı TİKA’nın yaptığı bir araştırmaya göre, yurt içinde ve yurt dışında yapılan dini ve hayri hizmetlerin yüzde 62’sini ifa etmektedir. Bu manada vakfımız, dünya çapında dünyaya hitap eden bir vakıftır. İnşallah bu vakfımızın kanallarıyla sizler de hem yurt dışında hem yurt içinde çok güzel faaliyetler icra edeceksiniz” diye konuştu.

“Ümmetin derdiyle dertlenen nesiller yetiştiriyoruz”

Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Av. Mehmet Savaş Polat da kurulduğu günden beri milletin sarsılmaz itimadına mazhar olan Türkiye Diyanet Vakfı’nın, bugüne kadar yaptığı faaliyetlerle, yüce dinimiz İslam’ın insanlığa hediyelerinden biri olan ve ecdadımız eliyle fiilen en mükemmel seviyeye taşınan vakıf geleneğinin günümüzde en sağlam halkalarından biri olduğunu söyledi.

Türkiye Diyanet Vakfının bugün, yurt içindeki 1.001 şubesi ve dünyanın 145 ülkesinde, eğitimden kültüre, sosyal ve hayri hizmetlerden dini hizmetleri destekleme faaliyetlerine ve uluslararası yardım çalışmalarına kadar geniş bir alanda, din, dil, ırk, renk ve cinsiyet ayrımı yapmadan faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret eden Polat, şunları söyledi:
“Vakfımız, köklü medeniyet mirasımızın idrakinde, ümmetin derdiyle dertlenen, özgüveni yüksek, alanında uzman nesiller yetiştirmek için gayret gösteriyor. Uluslararası Öğrenci Programımız üzerinde önemle durduğumuz eğitim faaliyetlerimiz arasında yer alıyor. 2006 yılından bu yana, başta Avrupa ülkeleri, Amerika ve Avustralya’da yaşayan gurbetçi aileler olmak üzere ilgili ülkelerdeki Müslümanların din eğitimi alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Uluslararası İlahiyat Programımız hız kesmeden devam ediyor. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Diyanet İşleri Başkanlığımız ile birlikte İnşallah, hayırla devam edecek.”

Programa katılan gençlerin her birinde keşfedilmemiş cevherler olduğuna inandığını belirten Polat, “Hepinizde sırların sırrına ermek için keşfedilmemiş cevherler var. Her biriniz yeni bilgilerle zihin dünyanızı zenginleştirmek adına, İslam dünyasını yakından tanımak için buradasınız. Kendinizi keşfetmek için yeni bir başlangıç yapıyorsunuz. Rabbim bu anlamlı başlangıcı mübarek eylesin. İlim, hikmet ve irfan anahtarı ile hayatınızı bereketlendirsin. Avrupa burçlarında da olsanız bir adada tek başınıza da kalsanız İslam’ı yaşayan ve temsil eden gençler olmanızı nasip eylesin. Yolunuzu istikamet üzere devam ettirsin” diye konuştu.