“5. Uluslararası İyilik Ödülleri Programı” tanıtım toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Kötülüklerle en iyi ve doğru mücadele, iyiliğin yaygınlaşması için yapılan çalışmalardır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 5. Uluslararası İyilik Ödülleri Programı” öncesi Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi Konferans Salonu’nda düzenlenen tanıtım toplantısına katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri”nin sadece bir ödül töreni ya da iyiliği ödüllendirme çalışması olmadığını vurgulayarak, “Kötülüklerin yeryüzünü kuşattığı, vicdanları esir aldığı bir dünyada iyiliği hâkim kılmak, iyiliği gündem yapmak adına zihinlerde ve gönüllerde farkındalıklar oluşturmaktır. İyilik seferberliği başlatmaktır. İyilik bilinci ve gayretiyle hayatı ve yeryüzünü güzelleştirmektir” dedi.
“İyilik, güzel ahlakı kuşanarak kulluk ve sorumluluk bilinciyle yaşanan bir hayattır”
Kur’an-ı Kerim’in pek çok ayetinde iyiliğin, yardımlaşmanın ve paylaşmanın teşvik edildiğini, emredildiğini, Hz. Peygamber’in hayatının ve hadislerinin de iyiliğin en güzel örnekleriyle dolu olduğunu hatırlatan Başkan Erbaş, “İyilik, her şeyden önce bizleri saf, temiz ve berrak fıtratımızla buluşturan en büyük değerdir. İyilik güzel ahlakı kuşanarak kulluk ve sorumluluk bilinciyle yaşanan bir hayattır. İyilik Allah’a hakkıyla iman ederek O’nun verdiği nimetleri ihtiyaç sahiplerine, muhtaçlara, yurt içinde, yurt dışında nerede olursa ulaştırmaktır. İyilik sadece maddi imkânlarla sınırlı değildir. İçten bir tebessüm, dua, hüzünlerin ve heyecanların paylaşılması da en büyük iyiliktir” şeklinde konuştu.
“İyiliği âleme hâkim kılma ideali ile inşa edilen İslam medeniyeti, bir vakıf medeniyetidir”
İslam medeniyetinin Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz’in sünneti rehberliğinde iyilik temeli üzerinde yükseldiğini söyleyen Başkan Erbaş, “Müslümanlar, iyilik yapmanın kesintisiz halini ve ihsan bilincini vakıflar marifetiyle kurumsallaştırmıştır. Böylece İslâm toplumlarında birçok konuda ihtiyaç duyulan hizmetler, vakıflar eliyle gerçekleştirilmiştir. İyiliği âleme hâkim kılma ideali ile inşa edilen İslam medeniyeti, esasında bir vakıf medeniyetidir” ifadelerini kullandı.
Türkiye Diyanet Vakfının kuruluş amacına değinen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Türkiye Diyanet Vakfı, 13 Mart 1975 yılında dünyaya umudu, kardeşliği, sevgiyi aşılamak, İslam’ın hayır ve bereket mefkûresini ve ecdadın iyilik mirasını, emanet bilinciyle günümüze ve geleceğe taşımak amacıyla kurulmuştur. Bugün 1001 şubesi ile ülkemizde ve 7 kıtada sadece geçtiğimiz kurban bayramında kurbanların dağıtılması münasebetiyle 145 ülkede iyiliğin adresi olan Türkiye Diyanet Vakfımız, kuruluşundan bu yana iki büyük hedefi daima göz önünde bulundurmuştur. Birincisi, ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmak. İkincisi ise yeryüzünde iyiliğin her daim egemen olması için gayret etmek. İnsanlığın ve İslam ümmetinin birçok sorun ve sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı günümüzde; Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız; dünyanın ihtiyaç duyulan her yerine, dil, din, ırk, mezhep, meşrep farkı gözetmeksizin yardım elini uzatmaktadır elhamdülillah. Sosyal yardımlardan eğitime, camilerin inşasından gönüllerin ihyasına kadar birçok alanda hayrî çalışmaları yürütmektedir. TDV, Müslüman azınlıkların, savaşlara, işgallere, afetlere maruz kalanların, yoksulların, kimsesizlerin, çaresizlerin umudu ve sevinci olmaya çalışmaktadır.”
TDV’nin yurt içinde ve yurt dışında eğitim, insani yardım, dini yayın gibi birçok alanda yaptığı iyilik çalışmalarından örnekler veren Başkan Erbaş, “Bütün dünyayı kuşatan iyilik seferberliğimiz devam edecektir inşallah” dedi.
“Mü’min, başkasının kalbine ve hayatına huzur ve neşe kattığında sevinebilen kimsedir”
Başkan Erbaş, hayatta ve insan fıtratında aslolanın iyilik olduğuna dikkat çekerek, “Eğer iyilik ötelenir ve ihmal edilirse kötülük kendine her zaman zemin bulur. Bunun içindir ki kötülüklerle en iyi ve doğru mücadele iyiliğin yaygınlaşması için yapılan çalışmalardır. Dolayısıyla iyilik emek ister, ter ister, gayret ister” şeklinde konuştu.
Bencilce, beklentiyle, minnetle yapılan davranışların iyiliğe erişemeyeceğine işaret eden Başkan Erbaş, “İyiliğin ölçüsü dinin ve aklın iyi olduğuna hükmettiği, başkalarının hayatına umut olan ve güzellik katan değerler olmasıdır. Zaten mü’min başkasının kalbine ve hayatına huzur ve neşe kattığında sevinebilen kimsedir” ifadelerini kullandı.
“Her birimiz iyiliği güçlendirmek, kötülüğe yer bırakmamak için çalışmaya mecburuz”
Kötülüğe yer bırakmamak ve iyiliği güçlendirmek adına herkese görev düştüğünü hatırlatan Başkan Erbaş, “Her birimiz iyiliği güçlendirmek, iyilikleri birleştirmek, iyilik halkalarını birbirine kenetlemek, iyilik kervanını yeryüzünün her yerine ulaştırmak ve kötülüğe yer bırakmamak için çalışmaya mecburuz, muhtacız. Bu coğrafyada hep beraber yaşayacağımız daha güzel ve huzurlu bir geleceğin inşası için yapacağımız en büyük iyiliğin birbirimize karşı saygı, muhabbet ve güven duygusunu diri tutmak olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“Ödüller 13 Mart’ta verilecek”
Başkan Erbaş, TDV tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen “Uluslararası İyilik Ödülleri” programına bini aşkın iyilik hikayesinin ulaştırıldığını bildirerek, jürinin detaylı bir şekilde incelediği hikayelerden yedi tanesine “Uluslararası İyilik Ödülü” verileceğini dile getirdi.
İyilik ödüllerinin verileceği iyilik sahiplerinin belirlenmesinde; yaşadığı toplumda ve dünyada çığır açan, bireyleri iyilikle harekete geçiren, çevresine ilham veren, farklı dil ve kültürlerde yaşayan insanları güzellikte bir araya getiren, Yaradan’ın hatırına tüm yaratılmışları koruyan ve kuşatan iyilikleri esas alındığını ifade eden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:“Söz konusu isimleri de Türkiye Diyanet Vakfı’nın kuruluş yıldönümü olan 13 Mart 2019 tarihinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilecek 5. Uluslararası İyilik Ödülleri Programında ilan ederek kendilerine ödüllerini takdim edeceğiz inşallah.
Ben bu vesileyle özellikle iyiliğin yaygınlaşması, iyilik haberlerinin daha çok duyurularak iyilik ve iyiler adına umudun ve heyecanın artması için gayret eden basın mensuplarımıza en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Yüce Mevla iyilik yolunda azmimizi ve imkânlarımızı artırsın. Başta aziz milletimiz olmak üzere yeryüzünün her yerinde iyilik yolunda gayret eden, iyilik duygusuyla yaşayan herkese şükranlarımı arz ediyor, Cenâb-ı Hakk’ın bizleri iyilik ve kulluk üzere sabitkadem kılmasını, iyilik ve doğruluk yolunda yaşadığımız bir hayatın dünyamızı ve ahiretimizi mamur etmesini Yüce Mevla’dan niyaz ediyorum.”