Her gün her birimiz bir şekilde dışarıya çıkıyoruz. Birçok sokaktan, caddeden geçiyor; günlük hayatın telaşı içerisinde dört bir yana koşturuyoruz. Bazen etrafımızda olup bitenleri seyrediyor, bazen etrafa bile bakamayacak kadar hızlı olmak zorunda kalabiliyoruz. Belki her gün gördüklerimize, gözümüzün önünde olan bitene farkında bile olmadan duyarsızlaşıyoruz. Kim bilir? Ama birisi var ki hepimizin dikkatini gözümüzün önündekine çekiyor. Onun adı Turgut Kılıç ya da kuşların babası… Evet, yanlış duymadınız. Kuşların babası… Turgut Kılıç, her gün ‘ihtiyaç duyulandan fazlası alındığı için israf edilen, çöpe atılan ya da çöp kenarına asılan bozulmamış ekmekleri alıp kuşlara dağıtıyor.’ Kuşların rızıklarına vesile oluyor. Hem israfın önüne geçmek için dikkatimizi çekiyor hem de iyiliğin, güzelliğin en naif, en alkışlanası örneklerinden birini sergiliyor.