İnsan, yaratılmışların en şereflisi ve en kıymetlisidir. Yaratılıştan gelen hakları ve sorumlulukları ile muazzez bir varlıktır. İnsanı aziz kılan, ait olduğu ırk, yaşadığı coğrafya, bulunduğu statü, ekonomik durum ve fiziksel özellikleri değil; imanı, salih ameli ve güzel ahlakıdır.
Dünya hayatı insan için bir imtihan alanıdır. İnsan, yeryüzünde kaldığı sürece imkanlar ve zenginlikler açısından olduğu gibi zorluklar ve meşakkatler yönüyle de sınanmakta; hayatı boyunca birçok problem, tehdit, engelle karşılaşarak çaresizliklere düşebilmektedir. İnsana düşen, bu gerçeğin farkında olarak her halükarda iman, şükür, metanet, güzel ahlak ve ümit ekseninde mücadele etmektir. Bu bağlamda yaratılışı anlama, hayatı yorumlama konusunda yegane rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim, bizlere, hayatın her alanında ve aşamasında takva bilincini kuşanmamızı telkin etmektedir. Peygamber Efendimiz de (s.a.s.); “Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” buyurarak insanı değerli kılacak asıl unsurun takva olduğunu beyan etmektedir.
Takva bilinci, insanın her türlü söz, tutum ve davranışlarını adalet, merhamet ve emanet ekseninde gerçekleştirmesini gerektiren bir bilinçtir. Takva bilincine erişen hiçbir kalpte, ümitsizliğe, karamsarlığa yer olmaz. Takva bilincine erişen hiçbir kalpte, kibre, bencilliğe yer olmaz. Takva bilincine erişen hiçbir kalpte, fiziksel farklılıklarından dolayı bir başkasını küçümseme, dışlama ve hakir görme gibi süfli duygular da barınamaz. Nitekim merhamet Peygamberinin (s.a.s.) hayatına baktığımızda onun insanlarla ve özellikle engellilerle iletişiminde takva bilincinin hakim olduğunu görürüz. Allah Resulü (s.a.s.), engellileri, toplumun ayrılmaz bir parçası olarak görmüştür. Onların mevcut tüm imkan ve haklardan yararlanabilmesi için büyük bir hassasiyet göstermiştir. Onlarla özel olarak ilgilenmiş, onlara görevler vermiş, destek olanları övmüş ve onları birçok mükafatla müjdelemiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizler, bu anlayışla camilerimizde, Kur’an kurslarımızda, gençlik merkezlerimizde, aile ve dini rehberlik merkezlerimizde engelli kardeşlerimizin önündeki her türlü engeli kaldırmak için gayret ediyoruz. Kur’an ve sünnetin rehberliğinde, doğru yöntem ve teknikleri kullanarak engelli bireylere en ideal şekilde hizmet etmeye çalışıyoruz. Onların eğitim ve öğretimine, sosyal ve kültürel gelişimine katkı sunacak, hayat şartlarını kolaylaştıracak, toplum içerisinde huzurlu, mutlu, aktif ve etkin bir şekilde yer almalarını sağlayacak birçok faaliyet gerçekleştiriyoruz. İşitme ve görme engellilere yönelik özel olarak hazırlanan öğretim programları ve materyallerle Kur’an kurslarında verilen eğitim, bu konuda ortaya koyduğumuz hassasiyetin ve gayretin bir göstergesidir.
Bu vesileyle bütün engelli kardeşlerime, mutlu, huzurlu bir hayat diliyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bütün mensuplarımızla her zaman yanlarında olduğumuzu ifade ediyor; en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum.
Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı