Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Türkiye’de ve dünyadaki gelişmeleri değerlendirerek uluslararası öğrenciler ile ülkemizdeki öğrenciler arasındaki kültürel zenginliği geliştirip ortak bilimsel çalışmalar sunmak amacıyla tertiplenen Uluslararası Öğrenci Sempozyumu başladı.
İlki 2014 yılında Bursa’da düzenlenen Uluslararası Öğrenci Sempozyumunun beşincisi, Türkiye Diyanet Vakfı konferans salonunda gerçekleştirildi.
Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti II. Başkanı İhsan Açık, İstiklal Marşının okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, her insanın kendi imtihanı ve kaderini yaşadığını söyledi.
Herkesin ortak kaderinin gençlik olduğunu ifade eden Açık, “Gençliği hepimiz yaşayacağız. Sizlerin özellikle mezarlıklara gitmenizi isterim. Kabristanlarımız bizleri kendimize getirir. En önemlisi de sizin doğum tarihlerinizde vefat eden kişilerin mezarlarını bulup onları ziyaret etmenizi ve orada birkaç dakika tefekkür etmenizdir. O kardeşinizin imtihanı bitmiş bizimkisi hala devam ediyor bunu düşünün. Bu sizlerin çok farklı kazanımlar elde etmenize imkan sağlayacaktır.” diye konuştu.
Gençlerin etraflarında örnek alabilecekleri, hayatlarında doğru bir yol çizebilecekleri başta Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin sünneti seniyeleri olmak üzere çok önemli kaynaklar olduğuna dikkat çeken Açık, “Etrafınızdaki tecrübelerden istifade ederek gençlik yıllarınızı, genç olma vasfınızı en iyi şekilde değerlendirmelisiniz. Etrafınızdaki insanlar size ne tavsiyede bulunursa bulunsun esasında bunu sizin kendiniz kabul edip içinde bulunduğunuz gençlik döneminin bir müddet sonra biteceğinin farkında olup bu süreç geçmeden bir sonraki hayat dönemine hazırlanmanız gerekmektedir. Bu dönemde ‘ne gibi kazanımlar elde edebilirimin’ cevabını sizler vereceksiniz. Rabbim doğru zamanda doğruyu yaşamayı, hak üzerine yürüyebilmeyi nasip etsin” ifadelerine yer verdi.
Gençlere Hz. Adem’in oğlu Habil’i, Hz. İbrahim’i, Hz. Meryem’i, Hz. Hacer’i çok küçük yaşlarda omuzlarına çok ağır yükler alan Hz. Aişe’yi örnek almalarını, onların yaşantılarını araştırmalarını, nasıl bir gençlik dönemi geçirmişler bunları çok iyi öğrenmelerini tavsiye eden Açık, “Bu hayatlardan kendinize dersler çıkarın. Aslında sayfaları açtığınızda örnek alacağınız, sizinle birebir aynı duyguları, hayatı yaşamış, size benzeyen o kadar çok şahsiyet var ki onları örnek alırsanız birçok tecrübeyi baştan yaşayarak hayatta çok tökezlemeden yere serilmeden çok rahat yürüyebilir ve Allah’ın izniyle ömrünüzün en güzel anı olan gençliği en güzel şekilde yaşayabilirsiniz” şeklinde konuştu.
Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin hayat örneklerinin insanlığa sunulduğunu dile getiren Açık, “Allah’u Teala bu örneklerle ‘Ey kulum veya ey genç, senden önce böyle bir kişi vardı, benim dostum, habibim ve yeryüzünde halifem oldu. Bunlara dikkat et, bunlar gibi olmak istersen işte sana rehber örnekler’ demektedir. Tercih bizden yana. Ya Habil gibi bir genç olmaya hazır olun ya da hayatınız boyunca birilerini kıskanma, birilerine karşı husumet, düşmanlık görme, kendi eksiğini hiçbir zaman görmeme, kendine hiçbir zaman bakmama şeklinde Kabil olma fırsatınız olur. Rabbim bize Habil olabilmeyi ve Habil’in yolundan gidebilmeyi nasip etsin. Rabbim, Allah’ın dostu olup peygamberlerin yolundan giderek cennete ve cemale ulaştırsın” dedi.
Açık, sivil toplum faaliyetlerinin gençlerin kendilerini ifade edebilme, eksiklerini ve kabiliyetlerini görebilmeleri açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
Ülkelerin en önemli kazanımları iyi yetişmiş gençlerdir
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü Av. Mehmet Savaş Polat da, gençlik döneminin kimlik ve kişilik açısından toplumda varolmaya kapı aralayan belirleyici bir dönem olduğunu ifade etti.
Gençlik çağının, kişinin toplumun değer yargılarıyla doğrudan yüzleştiği bir dönem olduğunu ifade eden Polat, bu dönemde Müslüman gencin kişiliğini sağlamlaştıran ve şuurunu perçinleyen ana unsurun, İslam ahlakının getirdiği esaslar olduğunu bildirdi.
Müslümanların büyük ve zengin bir medeniyetin evlatları olduğuna dikkat çeken Polat, şunları kaydetti:
“Unutmayalım ki ülkelerin en önemli kazanımları geleceğe umutla bakabilen, milletinin derdiyle hemhal olan inançlı gençlere sahip olmalarıdır. İnsanlığın derdini kendi derdiymiş gibi hisseden ve bu yolda gönlünü vakfeden nesiller, ülkelerini bir adım ileriye taşıyacaktır. Bu sempozyum kapsamında 25 bildiri dinleyeceğiz. Büyük Türkiye’nin geleceğini imar ve inşa edecek, ümmete büyük hizmetler taşıyacak olan gençler, bu sempozyum vesilesiyle İslam medeniyetinin inceliklerini öğrenirken inanıyorum ki vakıf kültürü ve ahlakını da insanlığa öğretmenin yollarını arayacak.”
TDV burslusu lisans ve lisansüstü öğrenciler başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışından öğrencilerin katıldığı ve 25 tebliğin sunulacağı sempozyum, yarın sona erecek.