Türkiye Diyanet Vakfı Strateji ve Ar-Ge Müdürlüğü tarafından TDV personeline yönelik düzenlenen Düşünce Atölyesi Seminerlerinin bu ay ki konuğu İlahiyatçı Sosyolog Erol Erdoğan oldu.
TDV Genel Müdürü Av. Mehmet Savaş Polat programın açılışında yaptığı konuşmada dünya genelinde gerçekleştirilen algı operasyonlarının insanların zihin dünyasını değiştirmek üzere yapıldığını ifade etti. Polat, algı çalışmalarına karşın iyilik ve hayır yolunda bir söz söyleyebilmenin ancak bir duruş sergileyerek mümkün olabileceğini söyledi.
İlahiyatçı – Sosyolog Erdoğan ise yaptığı konuşmada algı operasyonlarına karşı Müslümanca mücadelenin, algınının karşısına hakikati koyabilerek mümkün olabileceğini belirtti.
Türkiye ve Dünya genelinde yapılan algı çalışmaları ve bunlara karşın mücadele yöntemleri üzerine konuşma gerçekleştiren Erdoğan, dünya genelinde Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen algı operasyonlarından da örnekler verdi.
Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti;
“ Biliyorsunuz Suriye’de ve Irak’da yaşanan savaş süresince dünya genelinde Müslümanların temsilini oluşturacak bir takım içerikler insanların önüne servis edildi. Mesela Irak savaşı sürecinde yayınlanan videolarda birbirine benzeyen kareler var. Bu videolar yayınlandıktan sonra hiç kimse “ya bir dakika, burada bir terslik var” demedi. Çok az insan hariç çoğu insan doğal olarak şunu söylediler, “Müslümanlar içerisinde bazı gruplar var ve bunlar kafa kesiyorlar ve bunlar geleneksel fıkıhtan aldıkları bilgiyle bunları yapıyorlar ve maalesef ki biz böyleyiz” diyerek bunu kabul ettiler. Biz kendi içimizde bunları söylerken batı dünyası da şunu söylüyordu “Biz zaten Müslümanları hep böyle biliyorduk, tarihte de böyleydi”. Burada bir itiraz gelişmedi. Bunun algı kısmı ile ilgili bir boyutu ne olabilir? Bu duruma nasıl gelindi?
2003’ten itibaren yapılan çizgi filmlerde bu videolarda gördüğümüz türde sahneler sürekli oluyordu. Müslüman bir katil ve kafa kesen biri. Böyle yaparak bizim çocuklarımıza da aynı mesajı algılatmak istediler. Şimdi düşünün bu çizgi filmlerin dünyada kaç milyon kişi tarafından izlendiğini düşünün, o çizgi filmler, bir kuşağa Müslümanın katil olabileceğini öğretti ve öğrenilmiş ezber denilen şeyi sağladı ve Irak savaşında, Suriye savaşında tüm dünyaya servis edilen videoları ekranda görünce de kimsede bir tepki gelişmedi, bunun böyle olabileceğine inandırıldık hepimiz. Bunun sebebi geçmişten bugüne buna alıştırılmış olmamızdı. Zihinlerimize bir algı operasyonu gerçekleştirilmişti. Dolayısıyla, bütün bir sinema böyledir belki ama çizgi filmler gelecek hazırlamakta öncü rol oynamaktadır.”
“İyiyi inşa etmeliyiz”
Erdoğan, “Burada sadece algı yönetimini anlatmıyorum, ikinci bir meselemde algı yerine hakikati ortaya koymak. Bizim üzerimize yapılan algı yönetimine karşı çözüm yolumuz hakikati algının yerine koyabilmektir. Yani iyinin, doğrunun, güzel olanın inşa edilmesidir. Algı kelimesi yerine tam da burada kamuoyu kelimesini kullanabilirsiniz. Hakikatin kamuoyuna mal edilmesi anlamında bu cümleyi kullanabiliriz. Algı bizim dünyamıza ait bir kavram değil, çünkü biz algı yaymayız, hakikati yayarız, biz algı kurmayız, hakikati inşa etmeye çalışırız, biz maruf olanı emrederiz, algıyı ilan etmeyiz. Bunları söylerken “siz namazınızı kılın ibadetinizi yapın bırakın bu işleri” demek istemiyorum algı meselesinde kendi açımızdan muhakkak hakikatin oluşması gerektiğini, bize yöneltilen algılarda bize bir iftira yöneltildiyse bundan kurtulmak için karşısına hakikati koyarak bu algıdan kurtulunması gerektiğini söylüyorum.”
“Kötülüğün yayılmasında en büyük katkıyı iyi olanlar sağlıyor”
Kötülüğün yayıldığı araçlar ve nasıl yayıldığına dikkat çeken Erdoğan, günümüzde iyi insanların kötülüklerin yayılmasında büyük payının olduğuna vurgu yaptı. Erdoğan, “günümüzde kötülüğü en çok yayanlar maalesef ki iyiler. Şu anda ülkemizde Facebook’da Twitter’da bir kötülüğü en çok kim yayıyor sorusunun asıl cevabı kötüler olması gerekiyor, ama istatistikler böyle demiyor. Türkiye’de kötülüğü bahsi geçen mecralar vasıtasıyla en çok yayanlar iyiler. Bu nasıl oluyor, mesela bir örnek vereyim; Bazen çok az insanın takip ettiği bir kişinin paylaştığı kötü içerikli bir şeyi başka biri alıyor arkadaşlar, şu şöyle olmuş diyerek yayıyor ve bu daha geniş alanlara yayılmaya başlıyor.”
“Çözüm yolları kendi kültürümüzde mevcut”
Algı operasyonunun karşısına hakikati sunabilmek ve yapılan algıyla mücadele etmek için çözüm yollarının geleneğimizde ve kültürümüzde klasik olarak yer aldığını söyleyen Erdoğan, problemin, mevcutta bulunan bu değerlerin yaşanan güncel olaylara karşın dönüştürülememesi olduğunu söyledi. Erdoğan, “Aslında konuştuğumuz her şey bizim kendi tasavvurumuzda, kendi kültürümüzde klasik olarak var, tüm mücadele yöntemleri klasik olarak mevcut fakat bunları bugün yaşadığımız sorunlara göre dönüştürmeye çalıştığımızda zorlandığımız için aynı zamanda tuzağa düşüyoruz. Bu bahsettiğimiz hususun örneği o kadar çok ki bu tuzağa çok kere düşüyoruz” dedi.