Milletimizin ve İslam aleminin Mevlid Gecesini tebrik eden Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Mevlid-i Nebi’yi kapsamlı bir tefekkür ve yeni bir başlangıç için fırsat bilmeliyiz.” ifadesini kullandı.
Bu gece (12 Rebiülevvel 1445), Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.s.) yeryüzünü teşriflerinin yıl dönümüdür. Allah Teala, idrak edeceğimiz Veladet-i Nebi’yi milletimiz, alem-i İslam ve tüm insanlık için hayırlara vesile kılsın. Bu gecenin feyzinden, bereketinden istifade etmeyi bizlere nasip eylesin.
İnsani ve ahlaki değerlerin yitirildiği, cehaletin ve zulmün hüküm sürdüğü bir dönemde Cenab-ı Hak, bir şahit, müjdeleyici, uyarıcı ve hakikate çağıran bir rehber olarak Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.s.) yeryüzüne göndermiştir. Allah’ın insanlığa rahmetinin bir tecellisi olarak sevgili Peygamberimizin gelişiyle birlikte dünyada büyük bir dönüşüm başlamış, tarihin akışı değişmiştir. Cehaletin yerini bilgi ve hikmet, zulmün yerini adalet ve merhamet, batılın yerini hak ve hakikat, kötülüğün yerini iyilik ve güzel ahlak almış; insanlık, hasret kaldığı değerlere yeniden kavuşmuştur. Bu bakımdan Veladet-i Nebi, tarihin en önemli dönüm noktası olmuştur.
Ancak, dünyamız bugün yeni bir cahiliye girdabının içinde derin savruluşlar yaşamaktadır. İnsanı erdemli kılan değerlerin bir bir kaybedildiği günümüzde insanlığı çepeçevre kuşatan şiddet sarmalı ve yürekleri sızlatan merhametsizlikler dünyayı yaşanmaz hale getirmektedir. Hiç şüphesiz bugün de söz konusu cendereden kurtulmak adına insanlığın sahip olduğu en büyük imkan, Peygamberimizin (s.a.s.) yaşantısıyla temsil ettiği yüce Kitabımız Kur’an’ın evrensel hakikatleridir. Dünyevi menfaat ve ihtirasların girdabında bunalan ruhlar, ancak onun rehberliğinde ve “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyuran Peygamberimizin örnekliğinde huzura kavuşacaktır. Zira Allah Resulü, Veda Hutbesi’nde şöyle buyurmuştur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız. Bunlar, Allah’ın Kitab’ı ve Resulünün sünnetidir.”
Yüce Allah’ın insanları hakka, hakikate ve istikamete yönelten bir hidayet rehberi olarak gönderdiği Kur’an-ı Kerim ve onun yaşanmış hali olan sünnet-i seniyye, elbette insanlık için büyük bir nimet ve kıymetli bir imkandır. Bizlere düşen, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) insanlığa miras bıraktığı Kur’an’a ve sünnete sımsıkı tutunarak onun yolunda yürüme kararlılığı göstermektir. Dünyanın geçici heveslerinden, sonu gelmez emellerinden, aldatıcı ve oyalayıcı tuzaklarından kurtuluşun yolu, Kur’an ve sünnetin rehberliğinde, iman ve istikamet üzere bir duruş geliştirmekten geçmektedir.
Bu sebeple Mevlid-i Nebi’yi kapsamlı bir tefekkür ve yeni bir başlangıç için fırsat bilmeliyiz. Hayatımızın muhasebesini yaparak Rabbimize, kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. Her türlü tavır ve davranışımıza Kur’an ve sünnetin rehberliğinde çekidüzen vererek hayatımızın her alanında duruşumuzu imanımıza ve istikametimize şahit kılmanın gayreti içinde olmalıyız. Manevi buhranların kesafet kazandığı günümüzde insanlığın aradığı huzur, ancak o zaman hasıl olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle, aziz milletimizin ve İslam aleminin Mevlid Gecesini tebrik ediyor, veladet-i Nebi’nin insanlığın barış, huzur ve kardeşliğine vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali ERBAŞ
Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı