Ensar Olmak

9 Mart 2015 Mayıs 15th, 2023

Ahmet Çınar, Ahmet Yesevi Camii İmam Hatibi – Çankırı

Camiimiz merkezi bir cami. Caminin cemaati öğle ve ikindi namazlarında sekiz yüz ila bin kişi arasında değişmektedir.

Cumartesi günü haftalık iznimi kullanıp pazar günü döndüğümde caminin dış kısmında, son cemaat yerinde bir kadın ve iki çocuğun orada yattıklarını, cumadan beri orada kaldıklarını, geceyi de orada geçirdiklerini öğrendim. Yanlarına gittiğimde kadının konuşmak istemediğini hissettim ve şehrimize gelen Suriyeli ya da Iraklı mültecilerden olduğunu anladım. Çocuklarla kırık dökük Arapça ile konuştuğumda Irak Kerkük’den geldiklerini, babalarının kalacak bir yer bulmak üzere daha önce gelen Iraklılardan yardım almak amacıyla onların yanına gittiğini öğrendim. Babaları geldiğinde benimle görüşmesini söyledim. İkindi namazından çıkarken çocuklar babalarına beni göstererek durumu anlatıyorlardı. Benimle konuşmaya gelen baba Fuaz öncelikle kalabilecek bir yere ihtiyaçları olduğunu söyledi. Canlarını kurtarmak amacıyla her şeylerini Irak’ta bırakarak savaştan kaçmışlar. İstebrag’ı, Yusuf’u ve hanımını alarak Türkiye ye sığındıklarını Çankırı’da kalacaklarının bildirildiğini söylediler. Onlara caminin görevlisi ve bir Müslüman olarak kayıtsız kalamazdım. Diğer görevli arkadaşlarla istişare ettikten sonra yardım etmeye karar verdik. Allah bu aile ile bizi imtihan etmekteydi. Kerküklü muhacir kardeşlerimiz için geceyi geçirebilecekleri, kalabilecekleri bir yer bulmaya çalıştık.

Camimizin yakınında manifaturacı olan Ahmet abinin babasından kalma şu anda kullanılmayan boş evlerinin olduğunu öğrendik. Bu evi, kendi adımıza, bize kiraya vermesini, orada Iraklı bir ailenin oğulları İstebrag, Yusuf ve eşini yerleştireceğimizi söyledik. Ahmet abi bu isteğimizi geri çevirmedi ve “Hocam ben de iki ay kira almayacağım.” diyerek anahtarları teslim etti. Bizi çok sevindirmiş girişimimizin hedefe ulaşmasını sağlamıştı. Hemen camiye gelerek Fuaz’a ve ailesine ev bulduğumuzu söylediğimizde onların gözlerindeki sevinç görülmeye değerdi bizimse mutluluğumuz anlatılmazdı.

Örtüleri, battaniyeleri ve ufak tefek eşyalarını arabanın bagajına koyarak evin bulunduğu yere gittik. Eski evlerdendi. Zamanın durulan evlerinden değildi belki ama onlara göre çok güzeldi. Çünkü artık kendi kalabilecekleri bir evleri olmuştu. Geceyi dışarıda geçirmekten kurtulmuşlardı. Yakınlarımızdan ocak, kap kacak, altlarına halı, kilim bulabildiğimiz eşyalar ayarladık. Ahmet abinin evinde de kullanılmayan buzdolabı ve bazı eşyalarının kullanım iznini aldık. Arkadaşlar arasında da bir miktar para ayarlayarak aileye verdik. Bir kaç gün sonra tedarik ettiğimiz bazı eşyaları vermek ve başka ihtiyaçlarının olup olmadığını öğrenmek için gittiğimizde altı yaşındaki İstebrak’ın bizi gördüğünde koşarak yanımıza gelişi ve gözlerindeki mutluluk görülmeye değerdi. Küçük de olsa yaptığımız şeyin onları mutlu ettiğini görebiliyorduk. İnsanların sıkıntılarını gidermek, yardım etmek güzel bir duygu.

Şimdi Fuaz’ın ailesi yeni bir eve taşındı. Hayırsever bir kardeşimiz onlara yeni bir ev tahsis etti. Fuaz da bir iş buldu ve çalışmaya başladı. Ahmet abi ise vefat etti. Fuaz camiye her gelişinde bize teşekkür ediyor ve Ahmet abi için de Allah onu cennetine koysun diye dua ediyor.

Rabbim iyiliklerimizi güzelliklerimizi arttırsın…