ZEKAT

Zekatlarınızla Kardeşlik Köprüleri Kuruyoruz

Dinimizin 5 şartından biri olan Zekât’ın, Müslüman toplumlarda sosyal hayatın vazgeçilmez bir unsuru olduğu yardımlaşma ve dayanışma duygularımızın temel dinamiği olan infak kültürüyle yurt içinde ihtiyaç sahibi kardeşlerimize, yurt dışında İslam dünyasının mazlum ve mağdur coğrafyalarına ulaşabilme imkânı elde edildiği bilinmektedir.

Bu sebeple Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakfımız işbirliği ile infak duygusu yüksek hayırsever halkımızın Zekâtlarını yurt içinde ve yurt dışında olabildiğince geniş kitlelere ulaştırmak, Zekât’ın sadece Ramazan döneminde toplanmayıp yıl boyunca etkin bir şekilde toplanmasını sağlamak, halkımızda ve İslam Dünyasında Zekât farkındalığının ve kültürünün yaygınlaştırılmasına katkıda bulunmak, Müslüman kardeşlerimizle yardımlaşma, dayanışma konusundaki çabaları desteklemek amacıyla “Kardeşliğimiz Zekâtla Bereketlensin” projesi başlatılmıştır.

Zekat Toplarken Temel Esas ve İlkelerimiz :

  1. Zekatını Vakfımıza veren vatandaşların bilgileri 6698 sayılı Kişisel Verilen Korunması Kanunu kapsamında korunmaktadır. Zekatını veren vatandaşların bilgilerinin muhafazası Vakfımız sorumluluğundadır.
  2. Zekat hesaplama programı tamamen Vakfımızca, Diyanet İşleri Başkanlığı kontrolünde hazırlanmış olup, tasarımı, verilerin saklanması konularında hiçbir kurum ve kuruluştan hizmet alınmamaktadır.
  3. Vakfımıza verilen Zekat dini kurallara uygun olarak ihtiyaç durumuna göre en kısa süre içerisinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaktadır.
  4. Vakfımıza verilen Zekat sadece faizsiz sisteme göre çalışan Katılım Bankaları aracılığı ile tahsil edilmekte ve bu kurumlarda tutulmaktadır.

ZEKATLARINIZ NERELERE HARCANIYOR ?

BAĞIŞ YÖNTEMLERİ

ZİRAAT BANKASI
"ZEKAT" HESAP NUMARALARI
Hesap Sahibi
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Merkezi Zekat Hesabı
Banka Şubesi
Ankara Kamu Kurumsal Şubesi
Şube Kodu
1745
Swift Kodu
TCZBTR2A
Para Birimi
TÜRK LİRASI
Hesap Numarası
7967366-5301
IBAN Numarası
TR19 0001 0017 4507 9673 6653 01
Para Birimi
EURO
Hesap Numarası
7967366-5303
IBAN Numarası
TR62 0001 0017 4507 9673 6653 03
Para Birimi
USD
Hesap Numarası
7967366-5302
IBAN Numarası
TR89 0001 0017 4507 9673 6653 02

Anlaşmalı olduğumuz bankalara ait tüm şubelerin veznelerinden ve internet bankacılığı kurumsal tahsilat sistemleri üzerinden hesap numarasına gerek duymadan “Zekat” bağışlarınızı kolayca gerçekleştirebilirsiniz.

Banka şubesi üzerinden bağış işlemi yapmak istediğinizde görevliye, Türkiye Diyanet Vakfına “Zekat” bağışı yapmak istediğinizi söylemeniz yeterli olacaktır. Tüm bağış kategorilerimiz ilgili banka ekranlarında tanımlı bulunmaktadır. İnternet bankacılığı üzerinden hesap numarasına gerek duymadan nasıl bağış yapacağınızı öğrenmek için “https://bagis.tdv.org/bagis/banka-yolu-ile-bagis” adresimizde bulunan banka logosu üzerine tıklayınız. Bu şekilde gerçekleştireceğiniz bağışlarda sizden hiçbir masraf alınmayacak ve bağış/bağışçı bilgileriniz otomatik olarak Vakfımıza aktarılacaktır. Bilgilerin tümü eksiksiz olarak Vakfımıza ulaştığı için telefon numaranıza ve e-posta adresinize bağışınızın alındığına ve tamamlandığına dair bilgilendirmelerde bulunuyor olacağız.

Ayrıca Ziraat Bankasına ait yanda bilgileri bulunan EFT/havale hesap numaralarımızdan da bağışlarınızı gerçekleştirebilirsiniz. EFT/havale üzerinden gerçekleştirilen bağışlarda açıklama alanına bağış/bağışçı bilgilerinizin (Ad- Soyad, iletişim numarası) belirtilmemesi durumunda tarafınıza herhangi bir bilgilendirme yapılamıyor olacaktır.

Şartlı “Zekat” bağışlarınız için https://bagis.tdv.org/ adresimizde veya bankaların kurumsal tahsilat ekranlarında tanımlı bulunan kategoriler üzerinden açıklama alanına bağış şartınızı belirterek yardımlarınızı Vakfımıza ulaştırabilirsiniz.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Zekât nedir?

Belirli bir malın bir kısmının Allah rızası için dinen zekât alabilecek durumdaki muayyen kişilere verilmesi demektir.

Mali ibadetlerden biri olan zekât, İslam’ın beş temel esasından olup, hicretin ikinci yılında

Medine’de farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin…” (Bakara, 2/43, 110; Hac, 22/78; Nur, 24/56; Mücadele, 58/13; Müzzemmil, 73/20);

“Onların mallarından, kendilerini temizleyeceğin, arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için dua et; çünkü senin duan onlara huzur verir. Allah işitendir, bilendir.” (Tevbe,9/103) buyrulmaktadır.

Zekât kimlere farzdır?

Müslüman, hür, akıllı, büluğ çağına erişmiş olması; borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı mahiyette yani kazanç sağlayıcı nitelikte ve üzerinden bir yıl geçmiş nisap miktarı mala sahip olması gerekir.

Nisap ne demektir? Miktarı ne kadardır?

Nisap, zekât, sadaka-i fıtır ve kurban gibi ibadetler için konulan bir zenginlik ölçüsüdür. Nisap, asgarî zenginlik ölçüsü şeklinde de tanımlanabilir. Hadislerde belirlenen nisap miktarları şöyle sıralanabilir; 80,18 gr. altın veya bunun tutarında para veya ticaret malı; 40 koyun veya keçi, 30 sığır, 5 deve’dir.

Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak bu kadar mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır. Böyle bir kişi, zekât veya sadaka alamayacağı gibi; sadaka-i fıtır vermek ve kurban kesmekle de yükümlü olur.

Havaic-i asliye (asli ihtiyaçlar) nedir?

Zekât ve sadaka-i fıtır ile yükümlü olmak için, kişinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin temel ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olma şartını aramışlardır. Temel ihtiyaç maddeleri insanın hayat ve hürriyetini korumak için muhtaç olduğu şeylerdir. Bunlar, genel olarak, nafaka, oturulan ev, ev eşyası, ihtiyaç duyulan elbise, borç karşılığı mal, sanat ve mesleğe ait alet ve makinalar, binek taşıtları, ilim için edinilen kitaplar gibi eşyadır.

Araç-gereç ve malzemeye zekât düşer mi?

Sanat ve mesleğin icrası için gerekli olan araç-gereç, makine ve malzemeler, aslî ihtiyaçlardan olup bunların zekâtının verilmesi gerekmez.

Ancak, kendi mesleğinin icrası için değil de, ticaret için üretilen veya ticari amaçla alınıp satılan araç-gereç, malzeme ve makinelerin zekâtının verilmesi gerekir.

Zekât vaktinden önce verilebilir mi?

Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi zekât konusunda da kameri ay hesabı uygulanır. Zekâtın farz olması için nisap miktarı malın üzerinden bir kameri yılın geçmesi gerekir. Buna rağmen mal sahibi dilerse vakti gelmeden önce de nisap miktarına ulaşan malının zekâtını verebilir.

Bir zengin vadeli alacağına dair bir senedi fakire zekât olarak verebilir mi?

Zekât gıda ve giyim eşyaları gibi aynî olarak verilebileceği gibi, para, döviz, altın gibi nakdî olarak ta verilebilir. Zekât mükellefi olan bir zengin, vadesinde ödeneceğini kesin olarak bildiği senedi, zekâtına mahsuben fakire ciro edebilir. Bu durumda zekât, senedin tahsil edildiği gün ödenmiş olur.

Taksitli olarak zekât verilebilir mi?

Asıl olan kişinin üzerine terettüp eden zekâtı ödemesidir. Bu itibarla, zekât bir defada ödenebileceği gibi, taksitle de ödenebilir.

Zekât vermenin belirli bir zamanı var mıdır?

Zekât vermenin belli bir zamanı olmayıp, farz olduğu andan itibaren verilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yoktur. Zekât vermekle yükümlü olanların, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri uygun olur.

Ticaret malının zekâtı kendi cinsinden ödenebilir mi?

Ticaret mallarının zekâtı, malın değeri üzerinden hesaplanıp parayla verilebileceği gibi, malın kendi cinsinden de verilebilir.

Ticaret malının zekâtı neye göre hesaplanır?

Kâr amacıyla alınıp satılan mallara “ticaret malları denir. Borçtan ve aslî ihtiyaçlarından fazla 80.18 gr. altın değerinde ticaret malına sahip olan kişinin, bu malın elde edilmesinin üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde, kırkta bir (%2,5) oranında zekâtını vermesi gerekir.

Zekât, ileride elde edilmesi muhtemel kârdan değil, mevcut sermayeden ödenmesi gereken mali bir ibadettir. Bu itibarla, ticaret malının zekâtı verilirken, kârsız olarak zekâtının verildiği tarihteki değeri esas alınır.

Alacakların zekâtı nasıl verilir?

Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekâtlarının ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekâtı verilmemiş ise, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekâtlar da ödenmelidir. İnkâr edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekâtının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse, alacaklı bu tarihten itibaren zekât mükellefi olur; geçmiş yıllar için zekât ödemez.

Alacaklar zekâta mahsup edilebilir mi?

Ödeme güçlüğü çeken borçlu kişi, kendisine zekât verilebilecek kişilerden ise, böyle bir kişide alacağı bulunan kişi, ondaki alacaklarını zekâta mahsup edebilir.

Arazi mahsulünden zekât verilmesi gerekir mi?

Odun, kamış (şeker kamışı hariç) ve ottan başka topraktan elde edilen her türlü ürünün, nisap miktarına ulaşması hâlinde (yaklaşık 650 kg.) zekâtının verilmesi gerekir.

Hz. Peygamber de, “yağmur ve nehir sularıyla sulanan toprak mahsullerinde onda bir; kova (el emeği) ile sulananlarda ise yirmide bir vardır” buyurmuştur. (Buhârî, “Zekât”, 55) Hadiste de belirtildiği gibi, mahsulün zekâtının verilmesinde toprağın işlenmesi ve su kullanımı esas olarak alınmaktadır. Buna göre toprak emek sarf edilmeden yağmur, nehir, dere, ırmak ve bunların kanallarıyla sulanıyorsa, çıkan mahsulün

1/10’i; kova, dolap gibi emekle veya suyun ücretle alınması, motorla sulama gibi masraf gerektiren bir yolla sulanıyorsa 1/20’i zekât olarak verilir.

Ürün elde etmek için yapılan masraflar, öşür verilirken dikkate alınır mı?

Günümüzde gübre, mazot, ilaç gibi masraflar da üretimin maliyetinde önemli bir yekûn oluşturmaktadır. Bu nedenle, tarımsal ürünlerin zekâtında, elde edilen hasılattan (gayr-i safi), ürün için yapılan günümüz tarım şartlarının getirmiş olduğu ekstra masraflar çıkarıldıktan sonra, geriye kalan ürünün nisap miktarına ulaşması hâlinde, tabiî yollarla sulanan arazide 1/10, kova tulumba, su motoru vb. usullerle masraf veya emekle sulanan arazide 1/20 oranında zekât verilmesi gerekir.

Ortak olarak ekilen bir tarlanın ürününün zekâtını vermekle kim yükümlüdür?

Arazi mahsullerinin öşrünü, arazi sahibi değil, ürünün sahibi verir. Bu itibarla mal sahibi hiçbir karşılık beklemeden tarlasını ekilmek üzere başka birisine verirse, çıkan mahsulün zekâtını eken şahıs öder. Arazi ekilmek üzere belli bir ücretle kiralanmışsa, zekâtı (öşrü) kiracı tarafından ödenir. Eğer arazi, yarıcılık (müzâraa) usulü ile kiralanmışsa, mal sahibi ve mahsulü eken kişi, hisselerine düşen mahsulün zekâtlarını ayrı ayrı verirler.

Hayvanların zekâtı yerine değeri verilebilir mi?

Malın zekâtı, kendi cinsinden verilebileceği gibi belli olan başka maddelerden de verilebilir. Buna göre, hayvanların zekâtını vermek isteyen kimse, kendi cinsinden verebileceği gibi, değerleri üzerinden de verebilir. Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.

Ziynet eşyasına zekât verilir mi?

Altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları zekâta tabi değildir. Altın ve gümüşten yapılmış ziynet eşyaları ise, zekât için gerekli diğer şartları da taşıdığı takdirde zekâta tabidir. Bu itibarla altından yapılmış ziynet eşyaları, 80.18 gr. Veya daha fazla ve üzerinden bir yıl geçmiş ise zekâta tâbidir.

Emlakçılar, mülkiyetlerindeki dairelerin zekâtını vermekle yükümlü müdürler?

Emlakçıların ticari amaçlı olarak alıp sattıkları daireler zekâta tabidir. Buna göre, büro, ikamet gibi kullanım amaçlı olmayıp alıp satmak için emlakçıların ellerinde bulunan dairelerin, borçları çıktıktan sonra piyasa değeri nisap miktarına ulaşmış ve üzerinden bir yıl geçmiş ise kırkta bir oranında zekâtının verilmesi gerekir.

Şirket ortakları nasıl zekât verirler?

Fiilî olarak bir şirketin ortağı olan kişi, şirketin büro, alet vb. duran varlıkları dışındaki dönen varlığından kendi hissesine düşen miktarın, nisaba ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde zekâtını vermesi gerekir.

Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin; duran varlıkları (üretim aletleri, makine vb.) zekâttan muaf; borçlar, malzeme, işçilik, üretim, pazarlama, yönetim, finansman vb. giderlerin maliyet hesapları yapılıp çıkarıldıktan sonra dönen varlıkları (yarı mamul ve üretilmiş mallar, hammaddeler, nakit para, çek vs.) ise net kâr ile birlikte % 2,5 (Kırkta bir) oranında zekâta tabidir.

Hisse senetleri zekâta tâbi midir?

Borsada alınıp satılan hisse senetlerine yatırım yapan kişinin, sahip olduğu hisse senetlerinin değeri, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde % 2,5 (Kırkta bir) oranında zekâtını vermesi gerekir. Fiilî olarak bir şirketin ortağı olan kişi ise, şirketin büro, alet vb. duran varlıkları dışındaki dönen varlığının, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde zekâtını vermesi gerekir.

Zekât ve fitre kimlere verilir?

Zekât ve fitrenin kimlere verilebileceği Kur’an-ı Kerim’de belirlenmiştir. (Tevbe Sûresi, 60) Bunlar; fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar (mukaddesatı korumak için mücadele verenler, ilim tahsil edenler), yolda kalmış olanlar, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar ve müellefe-i kulûb adı verilen, kalpleri islam’a ısındırılmak istenen kimselerdir.

Zekât kimlere verilmez?

Zekât ve fitrenin, Tevbe suresinin 60. Ayetinde sayılanlar dışında kalan kişi ve kuruluşlara verilmesi caiz değildir. Ayrıca zekât verilecek kişi, bu şartları taşısa bile zekât mükellefleri;

  1. Ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına,
  2. Oğul, oğlan çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına,
  3. Müslüman olmayanlara,
  4. Karı – koca birbirlerine, Zekât veremez.

Zekât ve fitre, hayır kurumlarına verilebilir mi?

Aldıkları zekât ve fitreleri bir fonda toplayıp bunu yalnızca Tevbe suresinin 60. Ayetinde belirtilen yerlere sarf ettikleri bilinen ve kendilerine her bakımdan güvenilen kimseler eliyle yönetilen dernek, kurum ve yardımlaşma fonlarına zekât ve fitre verilmesinde dinen bir sakınca yoktur.

Ücretlilere zekât verilebilir mi?

İslam’da zekât ve fitrenin, kişilerin sınıf ve meslek gruplarına bakılmaksızın, kimlere verilip verilemeyeceği açıkça belirlenmiştir. Bu itibarla, belli bir geliri olduğu hâlde, bu geliriyle asgari temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve başka bir mal varlığı da bulunmayan kişilere zekât verilebilir.

Farklı ayarda altını bulunan kimse zekâtını nasıl hesaplar?

Zekâta tabi olma açısından altındaki ayar farkı önemli değildir. Çünkü hangi ayarda olursa olsun, sonuç itibariyle altın hükmündedir. Buna göre farklı ayarda da olsa bütün altın çeşitleri tek başlarına veya diğer ayardaki altınlarla birlikte toplam ağırlıkları 80,18 gr.’a ulaştığında, diğer şartları da taşıması hâlinde zekâta tabidir. Bu durumda farklı ayarlardaki altınların zekâtı, değerleri üzerinden hesaplanarak, % 2,5 oranında verilir.

Gayr-i meşru yolla sağlanan kazançtan zekât vermek gerekir mi?

Gayr-i meşru yolla sağlanan kazancın sahibi belli ise, bu kazancın sahibine iade edilmesi; belli değil ise, karşılığında sevap beklemeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir. Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen kazancın tamamı ya sahibine iade edilerek veya hayır yolda harcanarak elden çıkarılacağından, zekâtının verilmesi söz konusu değildir.

Temel ihtiyaçlar için biriktirilen para zekâta tabi midir?

Aslî ihtiyaçlar; ev, ev eşyası, giyecek, ulaşım aracı ve yiyecek gibi hayatın güvenli ve sağlıklı bir şekilde devamı için gerekli olan şeylerdir. Bu ihtiyaçları temin etmek için biriktirilen paralarla onları karşılamak üzere sözlü ya da yazılı herhangi bir taahhüde girilmişse o takdirde bu paralardan zekât vermek gerekmez. Çünkü sözlü ya da yazılı taahhüde girildiğinde bu para, artık temel ihtiyaç için harcanmış demektir.

Ancak böyle bir taahhüde bağlanmamış paranın, nisap miktarına ulaşması ve üzerinden bir yıl geçmesi hâlinde, zekâtının verilmesi gerekir.

Büluğ çağına ermemiş zengin çocuğun malından zekât gerekir mi?

Akli dengesi yerinde olmayan ve büluğ çağına erişmemiş kişiler, dinen yükümlü olmadıklarından zekât vermekle de sorumlu değildirler. Ancak, zenginlerin malında fakirlerin bir hakkı bulunması (Zâriyât, 51/19) ve zenginliğin borcu diyebileceğimiz zekâtın topluma karşı bir yükümlülük mahiyeti taşıması sebebiyle zengin olan çocukların ve akıl hastalarının kendileri mükellef olmasalar da, velileri veya vasileri tarafından bunların mallarından zekât verilebilir.)

Babası ile birlikte oturan kimse zekât ile mükellef midir?

Babası ile birlikte oturan kimsenin kendi şahsına ait ayrı malı bulunur ve zekât için gerekli şartları taşırsa bu kişi zekât vermekle yükümlü olur.

Ancak babası ile mallarını ayırmamışlar da ortak kazanıp ortak harcıyorlarsa, bu takdirde ellerindeki birikim üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişi, zekâtla yükümlü olur.

Vergi zekât yerine geçer mi?

Vergi bir vatandaşlık görevidir; zekât ise dinî bir yükümlülüktür. Ayrıca zekât ile vergi, yaptırım kaynağı, temel gaye, oran, miktar ve harcanacağı yerler bakımından birbirinden farklıdır. Bu itibarla, devlete ödenen vergiler zekât yerine geçmez. Zekâtın ayrıca verilmesi gerekir.

Zekât havale yoluyla ödenebilir mi?

Zekât, bizzat elden verilebileceği gibi, vekâlet veya havale yoluyla da verilebilir. Burada önemli olan, zekâtın alacak kişiye ulaşmasıdır.

Üvey anne, üvey baba ve üvey çocuklara zekât verilebilir mi?

Kocası ölmüş ise üvey anneye, büluğ çağına erişip evden ayrılmış ise üvey çocuklara ve üvey babaya, fakir olmaları hâlinde zekât verilebilir. Çünkü bunlarla zekâtı veren kişi arasında usul (bir kimsenin anası, babası, dedeleri) ve füru (çocukları ve torunları) ilişkisi olmadığı gibi, zekât veren şahıs bunlara bakmakla yükümlü de değildir.

Damat ve geline zekât verilebilir mi?

Fakir olan damada zekât verilebilir. Koca evine bakmakla yükümlü olduğundan, kişinin gelinine zekât vermesi dolaylı olarak kendi oğluna zekât vermesi gibidir. Bu itibarla, geline zekât vermek- geçerli olmakla birlikte uygun değildir.

Zekât verilen kişinin zengin olduğu ortaya çıkarsa ne yapmak gerekir?

Zekât mükellefi, kime zekât verdiğini araştırmalıdır. Araştırma sonucu zekât verilebilecek kişilerden olduğu kanaatine vardığı birisine zekât verir. Daha sonra bu kimsenin zekât verilecek kişilerden olmadığı ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur. Araştırma yapmaksızın zekât verir ve daha sonra bu kimsenin zekât verilebilecek kişilerden olduğu ortaya çıkarsa, zekâtı geçerli olur; ancak böyle olmadığı anlaşılırsa, zekâtı geçerli olmaz, yeniden vermesi gerekir.

Kayınvalide ve kayınpedere zekât verilebilir mi?

Kayınvalide ve kayınpeder, kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimselerden olmadığı için, fakir iseler kendilerine zekât verilebilir.

ZEKAT NASIL HESAPLANIR ?

KİTAPLAR

MEDYA ODASI

AFİŞLER

VİDEOLAR

Zekat Sinevizyon (4,11 dk) YouTube İzle İndir ↓
Zekat Hesaplama Tanıtım (1 dk) YouTube İzle İndir ↓
Zekat Köprüsü Tanıtım Filmi (1,55 dk) YouTube İzle İndir ↓
Zekat Köprüsü Kamu Spotu (45 Sn.) YouTube İzle İndir ↓
Zekat Köprüsü TV Reklamı (22 Sn.) YouTube İzle İndir ↓
Zekat Köprüsü TV Reklamı (10 Sn.) İndir ↓
İyiliğe zekat Ol (2 Dk.) İndir ↓
Konuk Öğrenci Filmi  (Burkina Faso) İzle İndir ↓
Konuk Öğrenci Filmi  (Arnavutluk) İzle İndir ↓
Konuk Öğrenci Filmi  (Hollanda) İzle İndir ↓
Karınca Uzun Versiyon İngilizce Altyazılı ( 2,16 dk ) İndir ↓
Karınca Uzun Versiyon ( 2,16 dk ) İzle İndir ↓
Karınca Film Kamu Spotu ( 45 Sn. ) İndir ↓
Karınca Film Kamu Spotu Radyo ( 45 Sn. ) İndir ↓
TDV Karınca Film Reklam Filmi ( 19 Sn. ) İndir ↓