İyilik bir kelebek etkisidir.
Küçük adımlarla başlar ve bir gün büyük bir yürüyüş olur.
İyiliğe Açılan Kapı: Kitap Ayraçları
Üniversite Öğrencisi Merve Çirişoğlu Çotur, 2011 yılında Boğaziçi Üniversitesindeki arkadaşları ile birlikte kitap ayraçları yapmaya başladı. El emeği göz nuru ayraçları yapmalarının bir sebebi vardı, bunları satarak elde ettikleri gelirle mazlumlara yardım etmek. İlk önceleri ayraçlardan elde ettikleri 360 lirayla üç katarakt hastasının gözlerinin açılmasına katkıda bulundular. İnanamamışlardı. Merve’nin babası bir gün Merve ve arkadaşlarını kitap ayraçları yapmak için uğraşır gördüğünde, bu konuda çok büyük hayallere kapılmamalarını ima etmişti. Fakat başarmışlardı. Başlattıkları çalışmayı sosyal medya üzerinde kısa sürede duyuran genç arkadaşların azmi, kısa sürede büyük bir iyilik hareketine dönüştü. 21 katarakt ameliyatının masrafını karşılayacak meblağı toplayarak, üniversitelerinde de geniş bir kitle üzerinde farkındalık oluşturdular.
Gelirleri artınca da dünya üzerinde farklı sebeplerden dolayı yetim kalan 200 milyon çocuk için bir şeyler yapmak istemişlerdi. Yüzlerce yetim çocuğu her ay düzenli olarak desteklemeye başladılar. Bu projelerin her biri, 3-4-5 lira bağış bedeli biçtikleri ürünleri sayesinde gerçekleşmişti. On binlerce kişinin desteğini aldılar.
Hızla yayılan kitap ayracı projesiyle 130 bin lira bağış toplayarak Afrika’nın en fakir dördüncü ülkesi olan Malavi’de 46 kişilik bir yetimhane, Patani’ de ise bir okul yaptırdılar. İyiliğe küçük bir adım atarak zamanla büyüttükleri bu iyilik hareketinin nereye kadar uzanacağını kestiremediklerini, hem okuyup hem de gönül verdikleri projelerini daha ileri boyutlara taşımak için canla başla çalıştıklarını söylüyorlardı.
Üçüncü hedefleri Güney Asya’da üç katlı, 170 kişilik İyilikhane Bangladeş Yetimhanesi açmaktı. “İyilik hareketinin temellerini atan İyilikhane Projesi şahit olduğum bunca acıya karşı ‘Ben ne yapabilirim?’ sorusuna verilen samimi cevapla başladı.” diyen Merve ve arkadaşları hazırladıkları kısa, orta ve uzun vade planlarla yetim çocukların problemlerinin sebeplerine ve sonuçlarına yönelik çözümler sunmak için bir yol haritası çıkardı.
Bu yola çıkarken attıkları küçük adımların, büyük hedeflere nasıl dönüştüğünü şöyle anlatıyor Merve:
“Kitap ayracı projesi olarak adlandırdık çalışmayı ilk olarak. 2011’de projemize başladığımızda elimizde çok az şey vardı. 6 yıl önce 20 yaşında üniversite öğrencisiyken çeşitli kampanyalar yürütmüştük. Afrika’da katarak ameliyatları ile ilgili yürütülen küçük girişimlerde, ‘Biz de bir şey yapmalıyız ama ne yapmalıyız?’ diye düşünürken kitap ayraçları geldi aklımıza. Çünkü ben çocukluğumdan beri çizim yapıyorum, çizime hep bir ilgim vardı. Bunu bir hayır aracı olarak kullanmaya karar verdim. Yeteneğimin zekâtı gibi bir şey… Onun sadakasını neden iyilik için vermeyelim. İlk etapta 80 tane küçük ayraçlar çizdim. Küçük bir arkadaş çevresinde sattık. Sonrasında arkadaşın arkadaşı diye büyük bir halka halinde yayıldı. Sosyal medya hesaplarımızı kurduk. İngilizcesini de kurarak daha fazla insana sesimizi duyurmak istedik. Zamanla da web sitemizi kurarak ciddi bir adım atmış olduk. Çok sistemli bir şekilde çalıştık. 6 yıldır gece gündüz çalışıyoruz diyebilirim. İlk günlerde ayraçları makasla kestik. Kuru boyalarla boyadık. Son derece amatör ama samimi ürünlerdi. Sonrasında çok büyük bir talep gelmeye başladı. Türkiye’de 64 şehre yayıldı 10 ay gibi kısa bir süre içerisinde. Bunu artık dijital bir ortama taşıdık ve daha profesyonel üretim yapmaya başladık. Farklı ürünler de kattık. Rozet, anahtarlık, defter gibi… Sadece öğrencilere hitap eden 3-5 liralık ürünlerdi bunlar.”
Asıl hedeflerinin en başta üç tane katarak ameliyatı yaptırmak ve üç kişinin duasını almak olduğunu, 21 katarak ameliyatı yaptırmanın onları nasıl bir hevesin içine dâhil ettiğini anlatıyordu. Katarak ameliyatları için yeterince bağış toplayan genç arkadaşların daha fazlasını hayal ederken yetimlere ve onların sorunlarına dokunmak geliyor akıllarına.
Zahmetsiz Rahmet Olmaz
Merve ve arkadaşları 2 milyon 600 bin bütçeye ulaştıklarında; Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar, Güneydoğu Asya ve Afrika’dan sahiplendikleri yetimlerin masraflarını karşılayabilecek bir güce ulaşmışlar.
Afrika’da devam eden yetimhanenin yakın zamanda inşaatı bitince oradaki çocuklarla tanışmaya gideceklerini, 3 sene önce sadece yetim ve muhtaç çocuklar için çalışan bir dernek kurduklarını ve adını “İyilikhane Yetimlerle Dayanışma Derneği” olarak belirlediklerini ifade ediyor.
Kitap ayracı projesine oda arkadaşı Meryem Akbaş ile beraber başladıklarında sadece iki kişi olan bu iyilik hareketi duyuru yaptıklarında binlerce öğrenciye ulaşmış. Sokaklarda insanların çantalarında rozetlerini, anahtarlıklarını görmeye başladıklarında öğrenciler arasında çok bilinen bir proje haline dönüşmüş.
“Biz ürünlerimizi üretirken maliyetlerini sponsorlar tarafından karşılamaya gayret edindik. Böylece insanların verdiği üç lira direk yetime gitsin. Bu çok büyük bir motivasyon kaynağı oldu bizim için de insanlar için de. Üç liralık gibi bir bağış yapıyor karşılığında hediye alıyorlardı. Öğrenciler arasında hayra, iyiliğe teşvik etmek için araç oldu bu kitap ayraçları…
Altı yılda zorluk yaşamamak imkânsız. O kadar insanı idare etmek de zor. Çok şükür amacımız hedefimiz zihnimiz netti. Yetimler için çalışıyorduk neticede. Eskiler der ya ‘Zahmetsiz rahmet olmaz.’ diye… Bu zahmeti çekeceğiz ki o rahmete berekete ulaşalım. Bugünlere gelmemizi de buna bağlıyorum. En başta 360 lira için uğraşırken 2 milyon 600 bin liraya ulaşabildiğimizi görünce, hayır yapmanın hiçbir kaybeder yanının olmadığını gördüm. Rabbim bereketini verdi karşımıza çıkan imtihanları aşınca. Bu noktada işin bir bereketi vardı. O da halis niyetimizdi…” diyor.
Şuanda 2 bini aşkın gönüllüleri olduğunu söylüyor ve sadece Türkiye’de değil yurtdışında da gurbetçi arkadaşlarının olması onları motive ediyor. Yalnız değiller artık. Romanya, Bosna Hersek, İran, Kıbrıs, Almanya, Avusturya… Birçok ülkeden dostlukları ve destekçileri var.
‘İnşallah Bir Dahakine Cennette Buluşuruz’
Merve ve arkadaşları yurt dışında yaptıkları yetimhane çalışmalarından sonra yurt içine dönük çalışmalara başlamak istiyorlar. Türkiye’de çok fazla Suriyeli ve Türk yetim olduğunu ve onların ihtiyaçlarına koşmak istediklerini söylüyorlar.
Şimdiye kadar partner usulü çalışmışlar. Sahada bir ekipleri olmadığı için bir süre farklı vakıf ve derneklerle ihtiyaç sahiplerine bağışlarını ulaştırmışlar. Artık kendi ekiplerini kurduklarında ilk saha çalışmaları Üsküdar’da başlamış. Orada bir mahalleden aylarca çıkamamışlar. Çok fazla yetim olduğu için onlarla birebir ilgilenerek, sadece maddi değil psikolojik ihtiyaçlarına da karşılık vermek istemişler.
Merve Çirişoğlu Çotur, vazifelerinin bitmeyişini şöyle ifade ediyor: “Öğrencilik hayatımızda aldığımız geri dönüşler büyük bir motivasyon kaynağıydı bizim için. Bir arkadaşımız Ankara’da bir stant açmıştı. Yetimler için bağış alındığını gören bir çift kendi arasında konuştuktan sonra kız alyansını çıkartıp vermiş. Böyle emanetler de aldık… Samimiyetimizi görüp içten tepkilerle karşılaşmak çok güzeldi. Bir de bunun sahadaki karşılığı var tabi. Yardım ulaştırdığımız yetimlerin tepkileri emsalsiz. Patani’deki okulumuza gittiğimizde pek çok yetimle tanışma imkânı bulduk. Oradan ayrılırken içlerinden bir yetim bize sıkıca sarılıp ‘İnşallah bir dahakine cennette buluşuruz’ demişti.
Artık dualarımızda Patani’deki bir kardeşim, Afrika’da Rotrin var diyip onlara dua edebiliyorum. Bu duayı almak, dua vermek insanın iç huzuru için çok güzel bir şey.
Malavi yetimhanesi 130 bin liraydı, Patani 300 bin lira… Biz o zaman 4. sınıftık henüz. Kasadan 500 bin lira çıktı. Biz, ‘Artık tamam.’ dedik. Biraz ara verip dinlenmeyi düşündük. Fakat Patani’ ye gidip oradaki kardeşlerimizle sarılınca, bu sefer de ‘Sıradaki proje ne olsun?’ diye sorduk kendi kendimize.
İnşirah suresinde de Allah buyuruyor ya: “Bir iş bitirdiğinde diğerine koyul” biz de tam olarak bunun bereketini yaşıyoruz.”
1990 doğumlu Boğaziçi Üniversitesi Matematik Bölümü mezunu Merve Çirişoğlu Çotur, üniversitesi bittiğinde kitap ayraç çalışmaları için kullandığı çizim yeteneğini bir üste taşımış ve Londra’da bir üniversitede animasyon bölümünde master yapmaya başlamış. Animasyon ve illüstrasyon üzerine aldığı eğitimle dünyadaki kriz bölgelerinde yetim kalan çocukların sorunlarını kamuoyuna farklı bir anlatımla sunmaya çalışıyor.
Kim bilir daha hangi hayır kapılarını açmak üzere…