Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın (TDV) düzenlediği, “7. Uluslararası İyilik Ödülleri”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı, Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla gerçekleştirilen törende sahiplerini buldu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törende konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı’nın, 49 yıldır Türkiye ve dünyanın dört bir yanında yürüttüğü faaliyetlerle farklı coğrafyalara iyilik tohumları serpmeye, dostluk, dayanışma ve kardeşlik köprüleri kurmaya devam ettiğini belirtti.
Necip Fazıl Kısakürek’in, “Tohum saç bitmezse toprak utansın, hedefe varmayan mızrak utansın” sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Ruhuna uygun şekilde karşılık beklemeden koşan koşturan, ter döken vakfımızın kıymetli mensuplarını kutluyor, özverili çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum. Yurt içindeki özellikle de ‘İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.’ düsturunu kendisine rehber edinen Türkiye Diyanet Vakfı, görüyoruz ki görkemli bir çınar gibi günden güne serpiliyor, büyüyor, tüm dünyaya dal budak salıyor.”
Türkiye Diyanet Vakfı’nın, yurt içinde 1003 şubesi ve dünyanın 149 ülkesindeki eğitim, kültür, sosyal hizmetler ve yardım faaliyetleriyle Türkiye’nin medarıiftiharı olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Burada öncelikle bir hususu dile getirmekte fayda görüyorum. Biz, şefkat ve sevgi medeniyetinin mensuplarıyız. Mazlumların, yetimlerin, çaresizlerin, muhtaçların yardımına koşmak, kimsesizlerin kimsesi olmak esasen dinimizin bizlere emridir. Rabb’imiz Nisa Suresi’nin 36’ncı ayetinde şöyle buyuruyor, ‘Allah’a kulluk edin ve ona hiçbir şey ortak koşmayın. Anne-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.’ Bir başka ayeti celilede Allahüteala, müminleri, ‘Kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda gizli-açık harcayan kimseler’ olarak tarif ediyor. ‘Kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemedikçe kamil mümin olamazsınız.’ diyen bir Peygamberin ümmetiyiz.
Dolayısıyla biz, komşusu açken tok yatanlardan olamayız. Kardeşlerine sırtını dönenlerden olamayız. ‘Bana ne’ diyenlerden, ‘Her koyun kendi bacağından asılır.’ diyenlerden asla olamayız. İnançta kardeşlerimiz olan müminlere, hilkatte kardeşimiz olan insanlara karşı hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Kendimiz huzur içinde, sevdiklerimizle beraber barış ve emniyet içinde yaşarken hemen yanı başımızdaki insani dramlara kayıtsız kalamayız. 13 yıldır vatan hasretiyle yürekleri kavrulan Suriyeli muhacirlere, bir lokma ekmek bulamadığı için anasının kucağında son nefesini veren Somalili, Sudanlı, Yemenli çocuklara, tam 76 senedir evlerine, yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini kuran Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır. Bunları yok sayamaz, göz ardı edemeyiz.”
“İyilik Ödülleri‘nin dalga dalga büyüyen etkilerinden memnuniyet duyuyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne mutlu, kalplerinde hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve muhtaçlara yer açabilenlere diyorum. Ne mutlu, karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek infak edenlere diyorum. Mevla bizleri de kardeşlik görevlerini yerine getirenlerden eylesin diye dua ediyorum.” dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı’nın, Uluslararası İyilik Ödülleri marifetiyle şefkat ve yardımlaşma sancağını ülkenin ve dünyanın dört bir yanında yücelttiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“İmanlı ellerin, ihlaslı kalplerin, aydınlık yüzlerin, vicdan sahiplerinin yaptığı iyilikler, Uluslararası İyilik Ödülleri ile takdir ediliyor, destekleniyor. İyilik Ödülleri’nin dalga dalga büyüyen etkilerinden memnuniyet duyuyoruz. Rabb’im iyilik neferlerinin ecirlerini arttırsın, çalışmalarını bereketli kılsın diyorum. Hep beraber izledik, bu güzel hikayeleri görüp de duygulanmamak elde değil. Hepimizin içini ısıtan güzel örnekler, iyiliğin, dürüstlüğün ve merhametin evrensel olduğunu, sınır tanımadığını, dil, ırk, renk, mezhep ayırt etmediğini bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Yurt içi iyilik ödüllerini kazanan İbrahim Taşdemir, Ahmet Seferoğlu, Turgut Kılıç ve Necmettin Erbakan Akyüz kardeşlerimi tebrik ediyorum. Yurt dışı iyilik ödüllerimizi takdim edeceğimiz Bisibo Amani, Adeviyye Salih ve Halil Kastrati’yi burada ayrıca kutluyorum.
Yurt İçi Vefa Ödülleri’mizi bu sene, merhum Ömer Faruk Bilgili hocamız adına Zeliha Bilgili’ye, Ali Fuat Atik’e, Murat Kekilli’ye ve Duygu Kaçaranoğlu’na tevcih edeceğiz. Vefa Ödülü’nü kazanan kardeşlerimi de tebrik ediyor, 30 yılı aşkın Diyanet İşleri Başkanlığımız bünyesinde önemli görevler ifa etmiş Hatay İl Müftümüz Ömer Faruk Bilgili hocamızı burada rahmetle yad ediyorum. Yurt Dışı Vefa Ödülleri’ni ise Gazze’den Khaled Nabhan adına Yusuf Ebu Hassır’a, can Azerbaycan’dan Server Beşirli kardeşlerimize ve temsilcilerine takdim edeceğiz. Ödüller vereceğimiz tüm kardeşlerimizin iyilik ve başarı öykülerinin, istikrarlı bir şekilde sürmesini temenni ediyorum. Şunu hepimiz çok çok iyi biliyoruz, dünya işte buradakiler gibi hamiyetperver insanların yüzü suyu hürmetine dönmektedir. Etrafımızı kuşatan onca acıya, kötülüğe, zulme, mazlumların gökyüzünü çınlatan onca feryadına rağmen dünya halen ayaktaysa, sebebi iyi insanların, güzel insanların, sizin gibi iyiliksever insanların varlığıdır.”
“Yüce gönüllü insanların eksikliğini Rabb’im bizlere hissettirmesin”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremde başkaları için gerektiğinde canını tehlikeye atan, bir ihtiyaç sahibine daha ulaşmak için kendini paralayan, hakkı ve adaleti savunmak için her türlü riski göze alan, Kur’an’ın nuru ile aydınlanan nesillerin yetişmesi için gayret eden, yetimlere, öksüzlere, yaşlılara hatta kuşlara bile el uzatan koca yürekli, yüce gönüllü insanların eksikliğini Rabb’im bizlere hissettirmesin, diyorum. Sizlere müteşekkiriz, minnettarız.” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Türkiye’de ve yeryüzünün farklı noktalarında iyiliği, kardeşliği ve güzelliği yaymak için yardımseverlerin yaptıkları çalışmaların daim olması dileğinde bulundu.
Ömrünü Bosna’nın özgürlüğü için adayan bir dava ve devlet adamı olan merhum Aliya İzetbegoviç’in büyük bir mütefekkir olmasının yanı sıra, küresel sistemin işleyişini çok iyi bilen tecrübeli bir siyasetçi olduğunu anlatan Erdoğan, “Gerektiğinde ülkesi ve milleti için takım elbiseyi çıkarıp askeri kamuflaj giyecek kadar vatanperverdi, cesurdu, yiğitti, her açıdan örnek bir liderdi. Şahsımın gönül dünyasında da kendisinin mutena bir yeri vardı. Rahmetli Aliya’nın sadece mücadelesi değil, fikirleri, tavsiyeleri ve sözleri de bize örnek olmuştur. Merhum Aliya, Srebrenitsa soykırımı için şöyle demişti: ‘Ne yaparsanız yapın soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır’. Evet, unutulan veya unutturulan soykırımın tekerrür etmesi kaçınılmazdır.” diye konuştu.
İzetbegoviç’in dikkat çektiği acı gerçeğe maalesef bugün Gazze’de hep birlikte şahit olduklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
“7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde Gazze’de son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor. 15 bini aşkın çocuk maalesef katledildi, 35 bin masum şehit edildi, 80 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazze’nin neredeyse tamamı enkaza döndü. Abluka nedeniyle zaten bir açık hava hapishanesi olan Gazze’yi son 229 günde devasa bir çocuk mezarlığına çevirdiler. Kuvözdeki bebekleri öldürecek, hastaneleri, ibadethaneleri bombalayacak, yardım malzemesi götüren kamyonlara saldıracak, gıda sırası bekleyen masum sivillerin tepesine bomba yağdıracak kadar insanlıklarını kaybettiler.
Tüm bunları da yıllardır bize insan hak ve hürriyetleri dersi verenlerin silahları, bombaları, uçakları ve koşulsuz diplomatik desteğiyle yaptılar. Kimse bizim aklımızla alay etmesin. Kimse bizim gözümüzün içine bakarak yalan söylemesin. Gazze’de oluk oluk akan kanda en az işgalciler kadar onlara lojistik ve askeri destek sağlayanların da vebali vardır. Sanmayın ki Gazze’de ölen biçarelerin ahı bunları tutmayacak, sanmayın ki zalimlerin yaptıkları yanlarına kar kalacak, asla. Gazzeli mazlumların kanı, işgalcilerin ve hamilerinin alnına yapışmıştır.”
Erdoğan, Hamas’ın önceki hafta ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladığını ancak İsrail’in uzlaşmaz tavrını sürdürdüğünü söyledi.
İsrail yönetiminin bununla da yetinmeyerek, sivillerin son sığınağı Refah’a saldırarak gerçek niyetini ortaya koyduğunu kaydeden Erdoğan, “Bir defa şunu artık herkesin kabullenmesi lazım, Batılı güçler tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netanyahu’nun arkasında durdukça, Filistin’de katliamların önüne geçilemez.” dedi.
Netanyahu’nun kendi siyasi ömrünü uzatmak için antisemitizmi körüklediğini ve kendi vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Siyonist yayılmacılık böyle devam ederse, açık söylüyorum dünyamız yeni çatışmalara gebedir. İran’la geçen ay yaşanan gerilim bunun sadece bir işaretiydi. İsrail’in Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine yönelik saldırıları artıyor. İsrail yönetiminin daha fazla kan dökülmeden, daha fazla çocuk, daha fazla kadın ölmeden, insanlığa dair umutlar daha fazla kaybolmadan bir an önce durdurulması gerekiyor. Katliamın durdurulması ilk adımdır, bununla birlikte soykırımcıların adalete hesap vermesi sağlanmalıdır.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tam 76 senedir evlerine, yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini kuran Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır. Bunları yok sayamaz, göz ardı edemeyiz.” dedi.
İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair tüm belgeleri ve bilgileri muhataplarına ilettiklerini belirten Erdoğan, “Türkiye, Filistin halkının ve doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistinli direnişçilerin yanındadır. Gazze’ye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 54 bin tonu geçti. Ülkemize getirdiğimiz hasta ve yaralıların tedavileri devam ediyor.” diye konuştu.
İsrail’e ithalat ve ihracat işlemlerini geçen ay tamamen durdurduklarını bildiren Erdoğan, “Yaklaşık 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarfınazar ettik.” ifadesini kullandı.
“İsrail yönetimi, Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı”
Erdoğan, İsrail’i ateşkese zorlamak için dost ve kardeş ülkeler nezdinde temasları yoğunlaştırdıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
“Yabancı liderlerle yaptığımız görüşmelerin vazgeçilmez gündem maddesi Filistin devletinin tanınması ve Gazze’de katliamların durmasıdır. Uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek veriyoruz. Burada bir hususu da ifade etmek durumundayım. Filistinli kardeşlerimiz tüm imkansızlıklara rağmen verdikleri mücadeleyle dik ve dirayetli duruşlarıyla insanlığın yüz akı oldular. 229 gündür uyguladığı soykırıma rağmen İsrail yönetimi, Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi. Filistinliler yaralandılar, öldürüldüler, sürüldüler, göçe zorlandılar, açlıkla, susuzlukla sınandılar, öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler.
İşkencenin her türlüsüne maruz bırakıldılar. Küresel sistemin tüm acizliklerini bizzat yaşadılar. Ama zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam ettiler. Halen de devam ediyorlar. Buradan Gazze’nin ve Ramallah’ın yiğit evlatlarını ben ve milletim adına bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Filistinli şehitleri rahmetle anıyor, yaralılara Allah’tan acil şifalar diliyorum. Avrupa’dan Amerika’ya, Afrika’dan Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanında her hafta sokakları ve meydanları dolduran tüm vicdan sahibi insanlara da sizlerin vasıtasıyla teşekkürlerimi iletiyorum. Siyonist lobinin tehditlerine rağmen Filistin’e sahip çıkan, Gazze için kıyama kalkan üniversite öğrencilerini, hocaları, sanatçıları ayrıca tebrik ediyorum.”
“İsrail, insanlığın gözünde bu vahşi savaşı kaybetti”
Erdoğan, İsrail’in insanlığın gözünde bu vahşi savaşı kaybettiğini belirterek, İsrail yönetiminin insanlığın vicdanında mahkum olduğunu söyledi.
“Gazzeli kardeşlerimiz bir kez daha adlarını tarihe yazdırmışlardır.” diyen Erdoğan, Filistin davasının, küresel ölçekte daha da güçlenerek 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin devletinin kurulmasıyla zafere ulaşacağını vurguladı.
Erdoğan, “Buna biz tüm kalbimizle inanıyoruz. Rabbim bizlere o güzel günleri görmeyi nasip eylesin diyorum. Bugün, Norveç, İrlanda ve İspanya’nın Filistin devletini tanıyacaklarını açıklamalarından büyük bir memnuniyet duyuyorum. Her üç ülkenin liderine, tarihin doğru tarafında yer alan bu vicdanlı kararlarından dolayı şahsım, milletim adına takdirlerimizi iletiyoruz. Henüz Filistin devletini tanımayan ülkeleri de daha fazla vakit kaybetmeden aynı adımı atmaya çağırıyoruz.” diye konuştu.
“Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri’ daha da anlamlı hale gelmektedir”
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, törende yaptığı konuşmada, bugün dünyanın zor zamanlardan geçtiğini belirterek, “Hemen hemen bütün coğrafyalarda yaşanan savaş, şiddet, terör, yoksulluk gibi sorunlar yeryüzünü kasıp kavurmaktadır. İçinden geçtiğimiz bu süreçte, iyiliği yeniden hayatın merkezine, insanlığın gündemine taşımayı gaye edinen ‘Türkiye Diyanet Vakfı Uluslararası İyilik Ödülleri’ daha da anlamlı hale gelmektedir.” dedi.
Başkan Erbaş, İslam’ın, dünya ve ahiret huzuru için bizleri iyiliğe, cömertliğe, adalete, merhamete davet ettiğine işaret ederek, “Yüce Rabbimiz; ‘İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel şekilde iyilikle ortadan kaldır’ buyurmak suretiyle bizlere her halükarda iyilik yapmayı emretmekte ve iyiliğin gücüne vurgu yapmaktadır.” ifadelerini kullandı.
“TDV, 149 ülkede milyonlarca insana milletimizin cömertliğini gösterdi”
Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV’nin, Türkiye’de ve tüm dünyada ihtiyaç duyulan her yere, herhangi bir ayrım gözetmeden iyilik elini uzattığını kaydeden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“2023 yılı itibariyle 750 bini bulan vekaletle kurban hissesiyle ülkemizin her yerinde ve 7 kıtada bayram sevincine katkı sunuyoruz. Böylece TDV, dünyanın 149 ülkesinde ve ülkemizin her yerinde milyonlarca insana milletimizin cömertliğini ve devletimizin büyüklüğünü tanıtmaya vesile olmuştur. Yurt içi ve yurt dışında öncülük ettiğimiz ramazan paketleri, zekat ve sosyal yardımlarla, inşa ettiğimiz cami ve külliyelerle, 40’ı aşkın dil ve lehçede yayınladığımız eserlerle, yurt içinden ve yurt dışından eğitimine katkıda bulunduğumuz on binlerce öğrenciyle, İslam Araştırmaları Merkezi, 29 Mayıs Okullarımız, 29 Mayıs Üniversitemiz ve daha pek çok farklı alanda yaptığımız faaliyetlerle Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV olarak iyiliğin iyileştirici gücüne destek olmaya gayret ediyoruz.”
“550 bin etkinliğimize 9 milyon gencimiz katıldı”
Başkan Erbaş, “Küresel, fesat, ifsat, fitne ve tefrika şebekelerinin, sapkın anlayışların, terör örgütlerinin özellikle hedef kitle olarak seçtiği çocuklara, gençlere, aileye yönelik hizmetlere ayrı bir önem veriyoruz. TDV’nin de desteğiyle bu kapsamda 1723 Manevi danışman, 2000 kadar gençlik koordinatörü, 1649 Diyanet izci lideri ile 1198 Diyanet gençlik merkezinde kişilik ve kimlik oluşumunda çocuklarımıza ve gençlerimize rehberlik etmeye, rol model olmaya, milli manevi değerleri aşılamaya, sahih dini bilgiyi aktarmaya devam ediyoruz. 2023 yılında sadece gençlerimize yönelik yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde 88 projeyle din, eğitim, kültür, sanat, spor, izcilik, kişisel gelişim, dil ve benzeri alanlarda gerçekleştirdiğimiz 550 bin kadar etkinliğe toplamda yaklaşık 9 milyon gencimiz katılmıştır.” şeklinde konuştu.
Ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesine yönelik binlerce program yaptıklarını aktaran Başkan Erbaş, Aile ve Dini Rehberlik Merkezlerinde 2023 yılından bugüne kadar gerçekleştirilen binlerce faaliyete 3 milyonu aşkın vatandaşın katıldığını belirtti.
“Fitne ve fesadın peşinde koşanlardan daha çok çalışmak zorundayız”
Başkan Erbaş, kötülüğü ortadan kaldırmanın yolunun iyiliği egemen kılmaktan geçtiğini belirterek, “Bunun için de iyiliği isteyenler ve savunanlar olarak bizler, kötülüğün, fitne ve fesadın peşinde koşanlardan daha çok, daha güçlü, daha sistemli çalışmak zorundayız. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 150 bin kadar hocamızla ve onların aileleriyle bu mefkure doğrultusunda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.” dedi.
Bu ödül törenini iyiliğe emek ve gönül veren herkese bir minnet ve şükran nişanesi olarak gördüklerini dile getiren Başkan Erbaş, ödül sahiplerini açıklayarak şunları söyledi:
“Görev yaptığı camiyi ziyaret eden turistlere, hazırladığı dokümanlarla Kur’an-ı Kerim’i ve İslam dinini kendi dillerinde anlatarak onlara inanç, kültür ve medeniyetimizi tanıtmaya gayret eden İzmir Selçuk ilçesi İsa Bey Cami’nin imam hatibi, 2017 yılında terör örgütü PKK ile girdiği çatışma sonucu şehit olan Ahmet Alp Taşdemir polisimizin babası yani aynı zamanda şehit babası İbrahim Taşdemir hocamıza ödül vereceğiz.
Kayseri’de 1410 cami için 25 yıl boyunca elektrik enerjisi üretecek güneş panellerini kurup Türkiye Diyanet Vakfı’na bağışlayarak bu alanda iyilik öncüsü olan, bilgisini, tecrübesini ve kazandıklarını insanların hizmetine sunan elektrik mühendisi Ahmet Seferoğlu Beyefendiye ödülümüzü takdim edeceğiz.
Her gün çöpe atılan bozulmamış ekmekleri toplayıp kuşlara dağıtarak hem canlılara iyilik yapma hem de israfın önüne geçme, sıfır atık sıfır israf hususunda toplumsal bir farkındalık oluşturmayı başaran ‘kuşların babası’ Turgut Kılıç kardeşimize, iyilik ve merhamet dolu kalbiyle mazlum Filistin halkının yanında yer alarak Avrupa Kung-fu şampiyonası madalya töreninde, kazandığı ödülün iptal edilmesini göze alarak, İsrail’in yaptığı katliamı, soykırımı tüm dünyaya haykıran, Dünya Kung-fu Şampiyonu Necmettin Erbakan Akyüz’e, henüz lise öğrencisiyken tanıştığı işitme engelli arkadaşlarıyla iletişim kurabilmek için işaret dilini öğrenen, sonrasında ülkesi Burundi’de zor şartlar altında yaşayan Müslüman çocuklar için bir dernek kuran, kadınlar için dikiş atölyeleri ve Türkiye’den gelen bağışlarla işitme engelliler için bir eğitim merkezi açan Bisibo Amani Hanımefendiye, Suriye iç Savaşı’nda iki evladını şehit vermesinin ardından toprağını terk etmeyip İdlib’e gelen ve hayatta kalan tek oğlu için uygun bir müfredat hazırlayarak bunu bir eğitim seferberliğine dönüştüren Adeviyye Salih Hanımefendiye, ülkesi Kosova’nın yetimlerine kol kanat gererek Balkan Yetimleri Derneği’ni kuran, açtığı aşevleri ve yaşlılar eviyle Kosova’dan Sırbistan’a ve Makedonya’ya uzanan bir iyilik yolu oluşturan Halil Kastrati’ye iyilik ödüllerini takdim edeceğiz.”
Başkan Erbaş, vefa ödülünü alanları da açıklayarak, şöyle devam etti:
“Meslek hayatında 30 yılı aşan tecrübesiyle nice güzel örneklikler bırakan, Hatay Müftüsü iken Türkiye’nin acıyla sarsılıp yasa boğulduğu 6 Şubat depreminde enkaz altında kalarak rahmet-i Rahman’a kavuşan Ömer Faruk Bilgili hocamıza, Denizli valisi olarak görev yaparken asrın felaketinden en çok etkilenen illerimizden Hatay’a koordinatör vali olarak atanan, kendisine birkaç ay önce kanser teşhisi konmasına rağmen bu durumu yakınlarından bile gizleyip Hatay’da canını hiçe sayarak hizmete devam eden Ali Fuat Atik valimize, Filistin ve Mescid-i Aksa için sesiyle, sözüyle, duruşuyla kendini gösteren, Türkiye Diyanet Vakfı’nın insanlığın hizmetinde olduğu her alanda canla başla çalışan, iyilikte, vefada, insanlıkta herkese örnek olan TDV Gönüllüsü değerli sanatçımız Murat Kekilli’ye, Kur’an kurslarımızda çocuklarımız için büyük emek sarf eden tüm Kuran kursu öğreticilerimiz adına, milletimizin büyük bir teveccüh gösterdiği 4-6 yaş Kur’an Kurslarımızın ilk örneği olarak Rize Sahil Cami’nde açılan 4-6 yaş Kur’an kursumuzun ilk öğreticisi olan Duygu Kaçaranoğlu’na, Filistin’in tüm asil halkı adına, gözünden sakınarak büyüttüğü torunları kollarında can verirken, kalbinde beslediği iman, takva ve şükür bilinci sayesinde büyük bir metanet sergileyerek herkese örnek olan Gazzeli Ebu Ziya dedeye ve ülkemizin 6 Şubat’ta maruz kaldığı büyük afetin hemen ardından, Bakü’den arabasına yüklediği yardımlarla yola koyularak iyiliğin en güzel örneklerinden birini sergileyen, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki sarsılmaz bağı, kardeşliği perçinleyip gönlümüzde taht kuran Server Beşirli kardeşimize de vefa ödüllerini takdim edeceğiz.”
Konuşmaların ardından ödül sahipleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden iyilik ödüllerini aldı.
Kur’an tilaveti ile başlayan törene, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Doç. Dr. Burhan İşliyen, Kadir Dinç, TDV Mütevelli Heyeti Üyeleri, TDV Genel Müdürü İzani Turan, TDV Genel Müdür Yardımcıları, TDV gönüllüleri ile çok sayıda davetli de katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hüsnühat tablosu takdim etti.
Tören öncesi TDV Kadın Kolları tarafından İyilik Atölyelerinde üretilen ürünlerden oluşan “İyilik ve Sanat” temalı gelenekli el sanatları sergisi gezen, eserleri inceleyerek bilgi alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş da eşlik etti.