Diyanet İşleri Başkanı ve TDV Mütevelli Heyeti Başkanı Erbaş, TDV Azerbaycan Bakü Türk Lisesi’ni ziyaret etti

29 Ekim 2021 Aralık 9th, 2022

Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Azerbaycan ziyareti kapsamında Türkiye Diyanet Vakfı Azerbaycan Bakü Türk Lisesi’nde öğretmenler ve öğrencilerle bir araya geldi.

Erbaş, okulda yaptığı konuşmasına Cumhuriyet Bayramının 98’inci yıldönümü dolayısıyla başta Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimize ve gazilerimize rahmet dileyerek başladı.

“Müslümanlığın ilkelerini bilen insanlara ihtiyacımız var”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en büyük amacının iyi insan yetiştirmek olduğunu belirten Başkan Erbaş, “İyi insanın özelliklerini hepimiz biliriz. Önce milli manevi duygulara sahip olması lazım. Bizler Müslümanız. Bu yüzden ilk olarak Müslümanlığın ilkelerini bilen ona göre hareket eden ahlaklı ve manevi duyguları yüksek insanlara özellikle gençlere ihtiyacımız var. İkinci olarak çalışkan ve başarılı insanlara ihtiyacımız var. Üçüncü olarak vatanını, bayrağını, ezanını, dini değerlerini ve milli değerlerini seven buna göre yetişen insanlara ihtiyacımız var. İşte burada bu özelliklere sahip olarak yetişmekte olan gençlerimizi ve öğrencilerimizi görünce Cenab-ı Hakka şükretmemek mümkün değil.” diye konuştu.

“Amacımız iyi insanların sayısını artırmak”

“Bilgi, hikmet, ilim, irfan sahibi insanlar yetiştirmezsek kötüler dünyaya hakim oluyor.” diyen Başkan Erbaş, “Bizim mücadelemiz kötülerle ve kötülüklerle mücadeledir. Biraz önce hafız hocamızın okuduğu ayette de Cenab-ı Hak aslında bize bu görevi veriyor. Ayet-i kerimede yüce Rabbim ‘Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.’ buyuruyor. Tabii insanın önce kendisi yaşayacak sonra da diğer insanlara siz de iyi olun diyecek. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın en büyük amacı da bu, iyi insanların sayısını artırmak.” dedi.

Başkan Erbaş, Müslümanların özelliklerini anımsatarak, “Konuştuğu zaman yalan söylemez doğru söyler. Kendisine bir şey emanet edildiği zaman emanete riayet eder. Söz verdiği zaman sözünde durur. Bunlar bir Müslümanın ortalama özellikleridir.” ifadelerini kullandı.

Bir kimsenin eğitim hayatında sadece Matematik, fizik, kimya, biyoloji, sosyal bilimler gibi alanlarla yetinmemesi gerektiğini yanında manevi tarafını da geliştirmesini gerektiğinin altını çizen Başkan Erbaş, “Yaratılışımızın amacı nedir? Allah bizi niye yarattı? Bunları hiç düşünmeden yapılan eğitimler eksik ve topal kalıyor. Dolayısıyla biz ne diyoruz; ‘maddi ve manevi, milli ve manevi donanımlarla toplumumuzun fertlerini oluşturmaya çalışıyoruz.’ diyoruz.” şeklinde konuştu.

“Kur’an-ı Kerim güzelliklerin en büyüğüdür”

Başkan Erbaş, dünyanın ve insanlığın kurtuluşunun İslam’da olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam’ın dünyayı teşriflerinin 1450’nci yıldönümünü kutluyoruz. 1450 yıl önce sevgili peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.s.) doğdu. 40 yaşında peygamber oldu. Dünyaya güzellikleri getirdi. Kur’an-ı Kerim ise güzelliklerin en büyüğüdür. Sizler bunu çok iyi biliyorsunuz. Çünkü okuduğumuz Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz onu emrediyor bize. İyiliğe, güzelliğe davet edin diyor. İyiliği emredip kötülükten uzak durun diyor. İyi bir matematikçi, fizikçi, sosyolog, psikolog, manevi değerlerine önem veren, vatanını milletini bayrağını ezanını seven bir doktor, bir mühendis, bir ilahiyatçı bütün bunlara bizim ihtiyacımız var. Sizlerden inşallah bunları bekliyoruz.”

“Öğretmenler, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) varisleridir”

Başkan Erbaş, öğretmenlerin bir Peygamber varisi olduğunu ifade ederek “Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Ben öğretmen olarak gönderildim.” buyuruyor. Yani Peygamber Efendimiz hem peygamber hem de iyi bir öğretmendir. Çünkü Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettiği zaman oraya bir mescit yaptırdı. İçine de bir okul kurdu. O okulda öğrencilerini yetiştirdi. Peygamber Efendimizin öğrencilerine biz ne diyoruz? Öğrencilerine sahabe yani arkadaşları diyoruz. Arkadaşları orada eğitim aldılar Medine’nin binlerce kilometre uzağına kadar gittiler insanları eğittiler, aydınlattılar.” diye konuştu .

“İnsanların hayrına olan ilim faydalı ilimdir”

İnsan eğitimine ve eğitilmiş insana ne kadar önem verilirse bilginin kartopu gibi büyüdüğünü belirten Başkan Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

“Mutluluk nasıl paylaşıldıkça çoğalırsa bilgi de öyledir. Bilgi paylaşıldıkça çoğalır. Dolayısıyla biz faydalı bilgiyi paylaşacağız. Peygamber Efendimiz (s.a.s.); “Allah’ım senden faydalı ilim istiyorum.” buyuruyor. İnsanların hayrına olan ilim faydalı ilimdir. Ama insanları öldürmek için kullanırsanız bu faydasız ilimdir. Bugün görüyorsunuz dünya üzerinde insanlar birbirini öldürüyor. Mesela ilim ile üretilen silahı düşmanı topraklarımızdan kovmak için kullanınca faydalı oluyor. Ancak teröristlerin eline verip de şu masum insanları öldür denildiği zaman faydasız oluyor. Bu kadar basit. Onun için faydalı ilmin peşindeyiz ya da ilmimizi, bilgimizi insanlara fayda sağlamak için kullanacağız. Bir doktor düşünün. Doktor tedavi etmek için mesleğini kullanırsa faydalı bir iş yapmış oluyor ama birisini zehirlemek için o bilgisini kullanırsa o zaman da faydasız bir iş yapmış olur. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bunu da çok güzel açıklıyor; “İnsanların en hayırlısı insanlara en faydalı olandır.” buyuruyor.”

“Atalarımızın yolundan gitmeliyiz”

Başkan Erbaş, medeniyetimizin okuma medeniyeti olduğunu dile getirerek “Rabbimiz ilk ayetinde bize ‘İkra’ yani ‘Oku’ diye emrediyor. O zaman okuyacağız. Müslümanlar okuduğu, ilim peşinde koştuğu ama manevi dünyasını da ihmal etmediği dönemlerde en ileri medeniyet bizim medeniyetimiz olmuş. Özellikle bu Orta Asya topraklarında ne büyük alimler yetişmiş. Hatta İslam medeniyetinin yayılmasına bizim atalarımız çok büyük katkı sağlamış. Bizlerde onların torunları olarak atalarımızın yolundan gitmeliyiz. Manevi dünyamızı da zenginleştirerek, ibadetlerimizi ihmal etmeden. Son cümle olarak hayatında Allah’a ibadet olmazsa bir kulun diğer tarafı ne kadar gelişmiş olursa olsun Allah indinde bir anlamı yok. Bu sözü hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın. Benden size bir hatıra kalsın. Maddi ve manevi iyi insan olmak için gayret edelim.” diye konuştu.